Yaoi RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yaoi RPG

Shounen Ai ve Yaoi....
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Eyes’in odası

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyÇarş. Şub. 02, 2011 10:48 pm

Adrian, Adrian… Sana inanamıyordum. Ben buraya seni görmeye geldim. Ama yine işin çıktı. Tanrım… Bugün bu kadar dolu olduğunu bilseydim gelmeye kalkışmazdım zaten. Ama seni görmeyi o kadar istemiştim ki. Sanırım cidden bencil biriydim ben. Belki de hemen çekip gitmek daha iyi olur. Ama ona haber vermeden gitmek. Ne saçmalıyorum ben? Ona söylemeden kaçarsam yanlış anlar. Hem de bebeğini doğurmayı kabul ettikten sonra. Zaten o konuda halen heyecanlıyım. Gerçekten bende denemek istiyordum. Adrian’la bir aile olmak fikri çok hoş. Onu da mutlu edecekse ne pahasına olursa olsun bunu yapacaktım. Onun odasından beklemekten sıkılıp çıkmamda böyle olmuştu. Birkaç evrağina göz atmak istemiştim önce. Gazeteci ruhum beni meraklı kılıyordu ne yapayım. Ama anlamadığım birçok kelime vardı. Bilhassa hepsi İngilizceydi. Sonra koridorda dolaşmaya başladım bu labirent gibi hastanede. Ama yine de Adrian’i bulamadım. Birçok hasta odasının önünden geçtim. Bazı yerlerden girilmesi yasak diye kovaladılar beni. En sonunda daha da ümidimi kesmişken bir hastanın odasının önünde onun adini gördüm. Anlaşılan sorumlu doktoruydu. Tabii çalmadan içeri dalmam büyük aptallıktı ama sonunda onu görebileceğim için o kadar heyecana kapılmıştım ki. Maalesef yine içeri de yoktu. İçeride hasta dışında kimse yoktu. Başucuna gittim. “Eyresu Ruteruford” Bu da bir İngiliz’di anlaşılan. Gülümsedim. Yüzünü görmek için biraz daha eğildiğimde şaşırdım. Onu bu kadar genç beklemiyordum aslında. Beyaz saçlarını görünce çok yaşlı birini hayal etmiştim. Ne ilginç. Bu çocuk benden de küçük duruyordu –benim olduğumdan genç gösterdiğimi hesaba katarsak. Yüzü ne kadar da tatlıydı öyle. Umarım hastalığı çok büyük değildir. Zavallı çocuk, daha gencecik yaşında kötü bir şey olsun istemezdim. Belki uyandıktan sonra onunla konuşabilirdim. Kenardaki koltuklardan birine oturdum. Adrian öyle ya da böyle buraya gelmek zorunda kalacaktı. Ne berbat şey şu bekleme olayı. Sabırsız biriydim hepsi bu. Odayı karıştırmaya başlıyordum ki bir hemşire yahut hasta bakici olan bir bayan içeri daldı. Beni görünce ufak bir şaşkınlık çiğliği attı. “Burada ne işiniz var. Giriş yasak.” Aha. Tam oldu. Ona doktor beklediğimi söylemeliydim. “Umm.. Ben…” “Hayır, hayır. Burada kesinlikle kalamazsınız. Şimdi lütfen dışarı.” Kolumdan tuttuğu gibi çekmeye başladı. Ne güçlü kadın ama. Direnmeye çalıştım ancak kadın bağıra bağıra çıkmamı söylüyordu ki bir adamda içeri daldı. Ve beni çıkartmak için belime dolandı. Direnmemin pek bir işe yaramadığı da apaçık ortadaydı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Thomas
Doktor
Doktor
Adrian Thomas


Erkek Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 39
İş/Hobiler : Kahve olsun yeter.
Lakap : Dok. Bir kahve alır mısın?
Nereden : Hastaneden

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyÇarş. Şub. 02, 2011 11:10 pm

Acil işler bitince özel odaya aldığım şu genci görmek için yürümeye başladım. Tabi elimde kahve de vardı. Bir yandan Akita’yı düşünüyordum. Acaba neredeydi. Kesin hastaneyi karıştırmaya başlamıştır bile. Tam bu düşünceler geçtiği sırada aklımdan, gürültüyü duydum.

Köşeyi döndüğümde ise odanın kapısında çekiştirilen kişiyi fark ettim. Al işte! Odaya doğru baktığımda, oranın sahibini hatırladım ve bu rastlantıya ne denir bilemedim. İyice yaklaştım ve sakin bir sesle:
“Burada neler oluyor? Bayan Keiko. Lütfen! Diğer hastaları rahatsız ediyorsunuz.” Direk ona kızmam sevimli bayanı rahatsız etmişti. Tamam adının anlamı sevimli olabilir lakin kadın küçük çocukların onu gördüğü zaman korkmasına neden olabilecek kadar çirkindi. Her neyse. Önemli olanın dış görünüş olmadığını düşünürken Bayan Keiko kötü bir bakış yolladı ve bana şikayet etmeye başladı yanındakini. Tabi yanındaki Akita idi. Derin bir nefes aldım ve onu buradan gönderip işlerle benim ilgileneceğimi belirttim. Kadın rahatsız bir biçimde uzaklaşırken –ki yanındaki adama bakmamıştım bile- Akita’ya döndüm.
“Ne işin var senin burada?” onu kolundan tuttuğum gibi içeri soktum. Hastanın durumuyla ilgilenirken Akita’ya bakmamış ama bir yandan da kızmıştım.
“Odada beklemeni söylemiştim. Hadi çıktın anladım bari hastaların odasına girmeseydin.”Anlaşılan Bay Rutherford’un uyanma zamanı yaklaşıyordu. Şimdilik burada kalması sorun teşkil etmez. Akita’ya döndüm:
“Hadi gel.” Dedim ve kapıya gittim. Çıkmadan hemen önce duraksayıp ona döndüm. Gülümsedim ona bakarken sonrada saçını okşadım. En sonunda:
“Odama gidelim en iyisi.” Diye mırıldandım ve odadan çıktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyPerş. Şub. 03, 2011 10:16 pm

Tam kendimi kadından kurtarmıştım ki adam beni daha da çekti.“Burada neler oluyor? Bayan Keiko. Lütfen! Diğer hastaları rahatsız ediyorsunuz.” Ah? Bu ses. Evet, bu Adrian. Buraya geleceğini biliyordum. Yüzüme masum bir gülüş oturttum. Onun yanımda olması bana güven veriyordu. Kadın bir anda beni Adrian’a şikayet etmeye başladı. Yok izin saati geçmişte. Yok benim gibi küçük bir çocuk ailesi olmadan odaları şımarıkça gezemezmişse. Tanrım.. Herkesin beni küçük sanması yeterince kötüydü zaten. Bir de kadın kuralları aştığımı söylüyordu. Kıpkırmızı kesilmiştim. Herhalde Adrian’in şimdi görevlileri yahut güvenliği çağırıp beni attırmasını bekliyor olmalıydı. Kendimi koruma hakkini bile vermeden konuşmayı sürdürdü. Gözlerimi aşağı doğru kaydırdım. Nedense ona bakma cesareti bulamamıştım. Bana kızmaz oysa, değil mi? “Ne işin var senin burada? Odada beklemeni söylemiştim. Hadi çıktın anladım bari hastaların odasına girmeseydin.” Beni sertçe tutup içeri zorla iterken –zaten yeterince itilip kakılmamış mıydım şimdi?- bu sözleri söyledi. Bana sinirlenmişti… Yüzüme bakmamıştı bile. Yatmakta olan çocuğu kontrol ediyordu. Yanaklarımın alev alev yandığını hissedebiliyordum. Kafamı yana çevirirken gözlerimin dolduğunu fark ettim. Ağlıyor muydum? Sadece biraz üzülmüştüm o kadar. Adrian’in böyle davranmasına moralim bozulmuştu. Gerçi benim suçumdu, yine küçük çocukluğum tutmuş etrafta gezinmiştim. “Hadi gel. Odama gidelim en iyisi.” Gülümsedi ve saçımı okşadı. Bense kafamı biraz öne eğdim gözlerimi görmesin diye ona bakmadım. Peşi sıra yürürken elimi gözlerime götürdüm. Neyse ki tam ağlamamıştım. Bir kapıdan çıkarken Adrian’a döndüm. Çocuk işi hakkında bir şeyler söyleyecektim. Ama siyah ceket giyen adamı görünce hepsi aklımdan uçtu gitti. Adam bana sert bir bakış atınca adeta içim dondu. Gözleri kıpkırmızıydı. Kafasını sallarken siyah uzun saçları da uçuştu. Az önce çıkmış olduğumuz şu odaya girdi. Öylesine bakakalmıştım. Tam adama seslenmek üzereydim ki Adrian’in uzaklaşmış olduğunu anlayınca arkamı dönüp onun peşi sıra yürümeye başladım. Bu hastanede bir daha kaybolmayı istemiyordum açıkçası.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raymond A. Grosvenor
Eski Profesör | Son Vampir
Eski Profesör | Son Vampir
Raymond A. Grosvenor


Erkek Mesaj Sayısı : 222
Yaş : 113
İş/Hobiler : Kan emmek, gece dolaşmak, Eyes ile oynaşmak.
Lakap : Siyah Narsist | Son Vampir
Nereden : "neca ne neceris"

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyPerş. Şub. 03, 2011 10:43 pm

Sonunda şu şapşal doktordan kurtulmuştum ve Eyes’in odasına doğru ilerliyordum. Ya da ben öyle sanmıştım. Tam Eyes’in odasının oradaydım ki o adam odadan çıkıverdi. Aniden hemen öteki koridora doğru ilerledim. Saklandım. Sonsuz ömrüm boyunca bir insandan saklanabileceğim aklıma gelmemişti. Gerçi eskiden bizi kazıklarla kovalayanlardan saklanırdık ya. Sanırım teknoloji ilerlediğinden ve insanların eski hikayelere inanmamaya başlamasından sonra oldu bu. Artık kaçmam gerekmiyordu, tabii bu öyle bir kaçış değildi. Bu adamdan saklanma nedenim iri ve öldürmeye hazır kazıklar yerine dayanılmaz sorular ve beni buradan atabilme riskiydi. Hemen ardından şu ‘sarışın çocuğun o odadan çıkması beni şaşırttı. Burada çalışmıyordu değil mi o çocuk? Küçük sevgilisini sürekli ayağının altında dolaştırmak hoşuna gidiyordu belki de. Sırıttım aklımdan geçen tamamıyla kötü düşünceyle. Benim Eyes’e yaptığımı bu adamın o çocuğa yapıyor olması komik gelmişti belki de. Acaba o çocuk kendi isteğiyle mi birlikte oluyordu. Eyes o derece olgunlaşmamıştı daha. Direniyordu kazadan önce bile. Her neyse. Çocuk bir an için beni gördü. Endişeyle baktı bana sanki onu yiyecekmişim gibi. Belki de saf sezgisi vardı onda. Zararlı biri olduğumu anlamıştı. Başımı salladım işaret verircesine. O ise hiçbir şey yapmadan doktoru kovaladı. İlginç. Sonunda o ikisi koridorun sonuna giderken ben odaya daldım. Eyes orada bir ölüymüşçesine yatıyordu yahut bir vampirmişçesine. Ona baktım hüzünlü bir tavırla. Biraz da olsa kendimi suçlamam kafamı rahatlatıyordu. Elimi yanağına doğru götürdüm. Adini fısıldadım kulağına doğru sakin bir ses ile “Eyes…”.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eyes Rutherford
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Eyes Rutherford


Erkek Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 32
İş/Hobiler : Yaratık avlamak & Ray'i memnun etmek & Yatak odasından ayrılmak için isyan etmek & Yatak odasından ayrılamamak ve yeniden Ray'i memnun etmek & Ray'in sinirlenmesini sağlamak & Ray'i sinirlendirememek ve sinirlenmek & Sonunda vazgeçip Ray'i kıskandırmaya çalışmak
Lakap : Son vampirin baş düşmanı ve yatak arkadaşı, yaratık avcısı
Nereden : Ray ile birlikte yatak odasından *k8* & Kız arkadaşıyla barlardan & canavarlarla sokaklardan & Arkadaşlarıyla partiden

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyPerş. Şub. 03, 2011 11:10 pm

Karanlık! Boştu her şey. Huzur doluydu. Ama bu huzur muydu? Tuhaf bir mırıltı hissettim. Aynı anda soğuk bir temas... Ne olduğunu anlamamıştım fakat sanki bir şey bana sesleniyor gibiydi. Yavaşça gözlerimi araladım ve çevredeki ışıklar –ki o kadar fazla da değildi- gözlerimi yaktı. Tekrar kapadım. Ama sanki gözlerimin açılmasıyla beraber tüm vücudumda uyanmış gibi oldu. Ağrılar hissettim her yerimde. Neden canım bu kadar yanıyordu? Neden?
Tüm gücümü topladım ve gözlerimi açtım tekrar. Boş boş etrafa bakındım. Tam o sırada yanı başımda dikilmekte olan kişiyi gördüm ve biraz huzursuz oldum. Kimdi o? Peki ben nerdeydim? Daha da önemlisi ben kimdim?
Başımı ayakta dikilen kişiye çevirdim sakince. Anlamsız bir şekilde ona bakarken gözlerim saçlarından, giysisine kadar her yerinde dolaştı. Derin bir nefes aldım. Evet canım gerçekten yanıyordu.
Gözlerimi kırpıştırırken yanımdakine baktım tekrar ve mırıltılı bir ses tonuyla:
“Nerdeyim ben?” diye sordum. Önce bunu sormamın nedeni adamın gözlerinde gördüğüm o tuhaf bakıştı. Üzülüyor gibiydi halime. Acaba benim neyim oluyordu?
Ama her şeyden önemlisi merak ettiğim bir şey daha vardı.
“Ne oldu bana?” bir elimle yüzümü ovuşturdum. Bir şeyler söylemesini bekler gibi yanımdaki adama baktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raymond A. Grosvenor
Eski Profesör | Son Vampir
Eski Profesör | Son Vampir
Raymond A. Grosvenor


Erkek Mesaj Sayısı : 222
Yaş : 113
İş/Hobiler : Kan emmek, gece dolaşmak, Eyes ile oynaşmak.
Lakap : Siyah Narsist | Son Vampir
Nereden : "neca ne neceris"

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyC.tesi Şub. 05, 2011 4:15 pm

Bunun olmasına nasıl izin vermiştim ben sanki? Olamaz, olamaz… Yüzümü ellerimle ovuşturdum, sanki uykum varmış uyanmaya çalışıyormuşum gibi. Oysa uykum çok az arayla gelirdi. Ve şimdide yoktu. Odadaki bekleme koltuklarından birine ilerlerken tüm bu olanların hayal olmasını diledim. Aniden kulağıma gelen hafif bir kıpırdanma sesiyle ona döndüm. Gözlerini açıyordu. Sonunda! Bir iki adim yaklaştım. Hemşire filan çağırmalı mıydım? Sonuçta bu odaya izinsiz girmiştim. Şu baş belası doktorunda gelmesi çabası. Düşününce şu an kimseyi çağırmamak mantıklı geldi. “Nerdeyim ben?” Gülümsedim ancak elbette bu tamamen sahte bir gülümsemeydi. Öylesine sahteydi ki dışarıdan biri bile anlardı bu sefer. Aslında içim yanıyordu, vampir olduğum ilk günkü gibi ölüyordu. Eyes… Onu bu durumda görmek o kadar üzücüydü ki. Onun sorusuna cevap olarak ben de mırıldanarak cevap verdim. “Hastanedesin.” Elimi saçlarına götürdüm. Korkabilirdi yeniden, çok yavaş hareket ettim. “Ne oldu bana?”Tabii ki merak edecekti. Peki, ne demeliydim şimdi? Kısaca cevap verdim zaten öncesini bildiğini düşünerek. “Eyes, hastanedesin çünkü merdivenden yuvarlandın.” Elimi başından çektim. Başucuna çöktüm. Elini tuttum. “Çok endişelendim Eyes. Seni biran önce buraya getirdim.” Elini sıktım yavaşça. Diğer elimle yeniden saçlarına dokundum. Bu sefer onları gözlerinin önünden çektim. Mavi gözlerine baktım. Gözlerimin kırmızı olması nedeniylede çoğu zaman bakışlarım sert görünürdü. Ancak bu sefer gerçekten daha huzurlu biçimde bakıyordum kesinlikle.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eyes Rutherford
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Eyes Rutherford


Erkek Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 32
İş/Hobiler : Yaratık avlamak & Ray'i memnun etmek & Yatak odasından ayrılmak için isyan etmek & Yatak odasından ayrılamamak ve yeniden Ray'i memnun etmek & Ray'in sinirlenmesini sağlamak & Ray'i sinirlendirememek ve sinirlenmek & Sonunda vazgeçip Ray'i kıskandırmaya çalışmak
Lakap : Son vampirin baş düşmanı ve yatak arkadaşı, yaratık avcısı
Nereden : Ray ile birlikte yatak odasından *k8* & Kız arkadaşıyla barlardan & canavarlarla sokaklardan & Arkadaşlarıyla partiden

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyC.tesi Şub. 05, 2011 5:05 pm

“Hastanedesin. Eyes, hastanedesin çünkü merdivenden yuvarlandın.”

Elini bana doğru uzattığında ne irkildim ne de kaçtım. Ama aklım iyice karışmıştı.

“Çok endişelendim Eyes. Seni biran önce buraya getirdim.”

Elimi tuttuğunda ona öylece baktım. Acaba Eyes diye bahsettiği kişi ben miydim? Rahatsızca kımıldandım yerimde. Bende onun elini sıktım hafifçe. Sonra meraklı gözlerle ona bakarak:

“Şey…” onun şimdi soracağıma kızacağını düşünerek “Kızma ama…” diye başladım cümleye. Biraz doğrulmayı denedim fakat o kadar gücüm yoktu. “Acaba sen kimsin?” bana böyle baktığına göre beni yakından tanıyordu. Acaba akraba filan mıydık? Ama tuhaftır ki hiçbir akrabammış gibi hissetmiyordum şu an. Biraz utanmıştım sanki. “Ayrıca neden düştüğümü biliyor musun?” bir an duraksadım. Neden gereksiz sorular soruyordum ki? En önemli soruyu sormamıştım bile. Gergin bir şekilde ona baktım ve: “Peki benim kim olduğumu biliyor musun?” diye mırıldandım. Normal sesle konuşabilir miydim? Ama sesimin kesilmesinden korkuyordum. Neden bu kadar gerildiğimi bende bilmiyordum. Diğer elimi de onun eline götürdüm ve sorularıma cevap vermesi için gözlerinin içine baktım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raymond A. Grosvenor
Eski Profesör | Son Vampir
Eski Profesör | Son Vampir
Raymond A. Grosvenor


Erkek Mesaj Sayısı : 222
Yaş : 113
İş/Hobiler : Kan emmek, gece dolaşmak, Eyes ile oynaşmak.
Lakap : Siyah Narsist | Son Vampir
Nereden : "neca ne neceris"

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyPaz Şub. 06, 2011 9:50 pm

Elimi geri tepki olarak sıktığında heyecanlandım. Neden bunu yapmıştı ki. Neden çekmemişti elini? Benden nefret ediyordu sonuçta o. Ona istemediği şeyleri yapmıştım. “Şey… Kızma ama…” Ne? Ona bu haldeyken kızamazdım ki. Elini yavaşça bıraktım bu sözü duyunca. Benim kızma hakkim yoktu. Onun vardı. Şimdi ne isteyecekti. Aklıma ilk gelen burayı terk etmem oldu. ‘Kızma ama seni yanımda istemiyorum.” Diyebilirdi. Derin bir nefes aldım. Sanırım böyle demesini o kadar bir ‘kesinlik’ düşüncesi ile bekliyordum ki devamı çok daha farklı gelince biraz şaşırdım. “Acaba sen kimsin? Ayrıca neden düştüğümü biliyor musun?” Nasıl yani? Beni hatırlamıyor muydu? Düşüşünü hatırlamıyor muydu? O son yanına gittiğim eski evi hatırlamıyor muydu? Birlikte oluşlarımızı da mı? Bu gerçekten büyük bir afallamaydı benim için. Kendimi bir an bomboş hissettim. Omuzlarımdan büyük bir yük kalkmıştı sanki. Aklim hemen terk etmemi ve hastaneden çıkana kadar onu görmemem konusunda ısrar ediyordu. Sonuçta beni hatırlamıyorsa hakkımda kötü bir şey anlatamazdı. Ama uzun süredir unuttuğum bir tarafım buraya gelme nedenimin onu susturmak olmadığını söylüyordu. Ve şu an bu ikinci yanım ağır basıyordu, onun yanındayken. “Peki benim kim olduğumu biliyor musun?” Ah demek hatırlayamadığı tek nokta ben değilmişim. Buna inanamıyorum. Hiçbir şeyi hatırlamıyordu demek ki. Yavaşça onun yanına yaklaştım yeniden. Elimi onun şaşkın, tedirgin ve hiçbir şey bilmediği için korkan gözlerine götürdüm. Öncelikle son sorudan başladım. Doğru olan buydu bunu bilmeliydi. “Sen Eyes’in. Eyes Rutherford.” Her şeyi bir anda yüklemek istemiyordum bu zavallı çocuğa. Mesela ailesinin hikayesini şimdi bilmesine gerek yoktu yahut benim kana susamış bir vampir olduğumu “Ben ise… Ben ise Raymond Grosvenor.” Tedirgin bir biçimde durdum. Şimdi ne demeliydim. Hangi sözler daha doğru olurdu. “Eyes, benim için çok ama çok önemlisin. Hatta o kadar ki bu kazayı yaşamadan önce bunu ben bile bilmiyordum.” Durdum. Bunu sindirmesi epey zor olacaktı. Ancak az önce dediklerimin yalan olmadığını içten bilmek benim için çok daha zordu. Uzun süre sonra kanını sevdiğin bir çocuğa duygularımı veriyordum. Her neyse. “Eyes ben aslında senin için sadece bir İngilizce öğretmeniyim…” bu arada Japonya’da olduğumuzu da öğrenmesi gerekliydi. “… ama sen benim için her şeyi ifade ediyorsun. Beni anlayabiliyor musun?” Ayağı kalkarken ondan uzaklaştım. Tepkisi ne olacaktı? Bağırabilirdi. Reddedebilirdi. Onun yapacağı her harekete hazırdım, en azından öyleyim sanıyordum. Odayı terk edecektim. Bugünlük onu bu derece yormak yeterliydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eyes Rutherford
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Eyes Rutherford


Erkek Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 32
İş/Hobiler : Yaratık avlamak & Ray'i memnun etmek & Yatak odasından ayrılmak için isyan etmek & Yatak odasından ayrılamamak ve yeniden Ray'i memnun etmek & Ray'in sinirlenmesini sağlamak & Ray'i sinirlendirememek ve sinirlenmek & Sonunda vazgeçip Ray'i kıskandırmaya çalışmak
Lakap : Son vampirin baş düşmanı ve yatak arkadaşı, yaratık avcısı
Nereden : Ray ile birlikte yatak odasından *k8* & Kız arkadaşıyla barlardan & canavarlarla sokaklardan & Arkadaşlarıyla partiden

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyPaz Şub. 06, 2011 10:29 pm

“Sen Eyes’in. Eyes Rutherford. Ben ise… Ben ise Raymond Grosvenor.”

Bu isimler bana hiçbir şekilde çağırışım yapmadı. Sadece başımın içinde yankılandılar kısa bir süre. Sonra zihnim ölünün boşluğuna büründü tekrar.

“Eyes, benim için çok ama çok önemlisin. Hatta o kadar ki bu kazayı yaşamadan önce bunu ben bile bilmiyordum.”

Boş boş ona bakmayı sürdürdüm.

“Eyes ben aslında senin için sadece bir İngilizce öğretmeniyim…”

Sadece? İngilizce? Ne? Hangi ülkedeyim ben?

“… ama sen benim için her şeyi ifade ediyorsun. Beni anlayabiliyor musun?”

Ayağa kalkıp uzaklaştığında onu seyrettim. Sonra yattığım yerde doğruldum sakince. Gidecek gibi görünüyordu. Tuhaftır ama gitmesini istemedim. Doğrulduğum yerde –ki koluma bağlı olan şeyler beni dehşete düşürmüştü- ona seslendim:

“Şey…” ona nasıl seslenmeliydim peki ben? “Şimdi ben seninle mi yaşıyorum?” tüm bu bilgiler beni biraz tuhaf yapmıştı. Annem ve babam neredeydi peki? Neden hastanede İngilizce öğretmenim vardı? Peki benim neden bir İngilizce öğretmenim vardı? Ayrıca o nasıl biliyordu düştüğümü? Amma sorum vardı lakin üzülmüş görünüyordu. Belkide bir şey sormasam daha iyi olacaktı. Anlaşılan onu unuttum diye üzüldü.

“Yani düştüğümde…” birden cümleyi kestim. Nedense bu soruları sormak istemiyordum. Öğrenmekten ve hatırlamaktan korktum birden.
Elimi ona doğru uzattım ve:
“O kadar uzağa gitme.” Dedim. Onu sevmiyordum galiba –ki öyle demişti yani- ve bu onu üzüyor gibiydi. “Seni önceden sevmemiş olabilirim ama belki şimdi severim. Lütfen bırakma beni.” Ona doğru bakıyordum hüzünle. Lakin neden üzüldüğümü bende bilmiyordum. Üzerime bir ağırlık çökmüş gibiydi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raymond A. Grosvenor
Eski Profesör | Son Vampir
Eski Profesör | Son Vampir
Raymond A. Grosvenor


Erkek Mesaj Sayısı : 222
Yaş : 113
İş/Hobiler : Kan emmek, gece dolaşmak, Eyes ile oynaşmak.
Lakap : Siyah Narsist | Son Vampir
Nereden : "neca ne neceris"

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyPtsi Şub. 07, 2011 8:28 pm

Tepki vermemesi gerçekten ilginçti. Belki anlayamıyordu bekli de anlamak istemiyordu. Gözleri bana karşı boş bakıyordu. Oysa bağırmasını tercih ederdim. Ne olmuştu ona? Hafızasını kaybedince duyguları da mı silinmişti? En azından acı ve korku… “Şey… Şimdi ben seninle mi yaşıyorum?” Ben de bir an ona boş boş baktım. Neden böyle düşünmüştü ki şimdi. Farklı bir sürü şey düşünebilirdi oysa. Nerden varmıştı bu sonuca? Bu boş boş bakmak bir hastalık gibi ondan bana geçmişti. Cevap veremedim. Ne diyecektim ki zaten. Konu ailesine gidecekti. Sonra tekrar bana dönecekti. Sonra da bu Japonya’ya ve en son yine bana. Az önceki sözlerim onun için bir şey ifade etmemişti demek ki. “Yani düştüğümde…” bir an da durması bir şeyler hatırlattığını sandırdı bana. Yorulmuşta olabilirdi. Ya da vazgeçmişti her şeyden, geçmişinden. Elini yavaşça bana uzattı. Daha da çok hareket etmesi ona zararlıydı. Elini tuttum ve yeniden eski yerine doğru indirdim. “O kadar uzağa gitme. Seni önceden sevmemiş olabilirim ama belki şimdi severim. Lütfen bırakma beni.” Elini tuttum çok sıkmadan. Seni bırakmayacağım anlamında başımı sağa sola salladım başucuna otururken. Derin bir nefes aldım. Ne diye bu kadar gerilmiştim ki şimdi? Zaten her an bir hasta bakicinin içeri girmesi an meselesi olabilirdi. Ama şu an onun yanında kalabildiğim her saniye benim için çok değerliydi. “Öğrenmek istediğin her şeyi sorabilirsin.” Evet, bunu yarım bıraktığı sorusu için söylemiştim. “Merdivenden düştün çünkü benden kaçmaya çalışıyordun.” Bunu gayet sakin bir tonda ve yüz ifademi değiştirmeden söyledim. Belki de o konuda, yani seksten kaçtığı için kendimi suçlu bulmamamdandı bu. Son söylediğini düşündüm. Her şeyi öğrendikten sonra beni sevebilecek miydi gerçekten. İmkansız geliyordu kulağıma bu. Eskisi gibi nefret edecekti sadece. Yeniden ona çevirdim bakışlarımı. Gözlerimi sert bir biçimde üzerine dikerken bekliyordum. Neyi beklediğimi bilmiyordum açıkçası. Sadece bekliyordum, söyleyeceği herhangi bir sözü, yapabileceği her hangi bir mimiği yahut tepki olarak vereceği bir hareketi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eyes Rutherford
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Eyes Rutherford


Erkek Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 32
İş/Hobiler : Yaratık avlamak & Ray'i memnun etmek & Yatak odasından ayrılmak için isyan etmek & Yatak odasından ayrılamamak ve yeniden Ray'i memnun etmek & Ray'in sinirlenmesini sağlamak & Ray'i sinirlendirememek ve sinirlenmek & Sonunda vazgeçip Ray'i kıskandırmaya çalışmak
Lakap : Son vampirin baş düşmanı ve yatak arkadaşı, yaratık avcısı
Nereden : Ray ile birlikte yatak odasından *k8* & Kız arkadaşıyla barlardan & canavarlarla sokaklardan & Arkadaşlarıyla partiden

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyPtsi Şub. 07, 2011 9:21 pm

Elimi tutuyordu kibarca. Ama neden bana karşı böyle kibardı ki? Sonuçta onu unutarak üzen ben değil miydim? Elimi indirince aşağıya doğru bende geri yaslandım yerime. Ama kolumdaki şeyler beni gerçekten de rahatsız etmeye başlamıştı. Peki ya yüzümdekiler? O, burnumun altındaki şey, nefes almamı kolaylaştırmak için miydi? Ne olursa olsun korkutuyorlardı beni. Yine de sesimi çıkarmadım. Belli ki bir bildikleri vardı bu konuda.

Başucuma otururken o siyah saçlı adam, konuşmaya başladı:

“Öğrenmek istediğin her şeyi sorabilirsin.”

Peki, ne soracaktım? Neyi öğrenmek istiyordum ben?

“Merdivenden düştün çünkü benden kaçmaya çalışıyordun.”

Hm? Bu da neydi şimdi? Bana durgun bir ifadeyle bakarken, rahatsız etmeye başlamıştı beni. Nefes aldım sakince. Diğer elimi onun yüzüne doğru uzattım. Yanağına dokundum yavaşça. Soğuk muydu? Belki. Bilmiyorum. Aslında şimdi ondan neden kaçtığımı sormam gerekiyordu. Sormalı mıydım? Birden midem bulandı. Sanki bir şeyler vardı bu konuda beni rahatsız eden. En sonunda öğrenmek istemediğime karar kıldım.

“Olsun.” Dedim hafifçe gülümseyerek. “Şimdi kaçmak istemiyorum.” İçimden de umarım yanlış bir şeyler söylemiyorum diye geçiriyordum. Diğer elimi de onun yüzüne uzattım. Ona doğru eğilerek –ki yatağın yanında diz çokmüştü ve sadece kafası ve omuzları vardı yatağın üst kısmında- başımı onunkine yasladım. Saçlarımın kayıp onun yüzüne döküldüğünü fark etmemiştim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raymond A. Grosvenor
Eski Profesör | Son Vampir
Eski Profesör | Son Vampir
Raymond A. Grosvenor


Erkek Mesaj Sayısı : 222
Yaş : 113
İş/Hobiler : Kan emmek, gece dolaşmak, Eyes ile oynaşmak.
Lakap : Siyah Narsist | Son Vampir
Nereden : "neca ne neceris"

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyPtsi Şub. 07, 2011 10:34 pm

Sıcak ve yumuşak elini yanağıma koydu. Başımı ona çevirdim. Gözleri rahatsızlıkla bakıyordu bana. Sanki hatırlamak istiyordu ama istemiyordu. Onun zihnini okuyamıyordum tabii. Sonuçta onun kanını içmiştim. Ancak onun düşüncelerini okuyabilmeyi çok isterdim şuan. Onu bir anlayabilseydim istediği gibi davranabilirdim. Onu mutlu ederdi bu. Ama yapamıyordum, çaresiz hissettim kendimi. Kaç kere böyle hissetmiştim ki hayatımda. Ama şu dakika onun için hissediyordum. Benim içim çok değerliydi. “Olsun. Şimdi kaçmak istemiyorum.” Ayni şekilde elimi onun yanağına koydum bende. “Eyes…” bu kadar erken konuşması beni rahatsız ediyordu. Şuan da onun gözünde bir kahraman olabilirdim, onu gözeten tek kişi, onu kazadan sonra getirmiş olan adam… Ama gerçeği öğrendiğinde ne olacaktı. Birine bu kadar çabuk güvenmesi hem de hafızası yok iken, büyük bir hata değil miydi? Şimdi de onun için mi… Ah her neyse. Bu kişi ben değil başkası olsaydı çok kötü olurdu. Saçma düşüncelerimden kurtulmak için gözlerimi kapadım. Sözümün devamını da getirememiştim böyle. Şimdi ne olacaktı. Ayağa kalkarken yüzümü onun ellerinden kurtardım. Havada kalmaması için iki elimin arasına aldım elini. Ona doğru eğildim, dudaklarına doğru eğildim. Kendi dudaklarımı onunkilere yapıştırdım aniden. Tepki vermesine zaman bırakmamak için bastırdım kendimi. En azından bir süreliğine. Hemen çekildim geri, bu yaptığım çokta iyi sayılmazdı çünkü. Sonuçta hafızası olmadığı için bu onun gözünden ilk öpüşmemiz olmalıydı. Doğrulurken elini bıraktım. Saçlarını okşadım sakin bir tavırla.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eyes Rutherford
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Eyes Rutherford


Erkek Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 32
İş/Hobiler : Yaratık avlamak & Ray'i memnun etmek & Yatak odasından ayrılmak için isyan etmek & Yatak odasından ayrılamamak ve yeniden Ray'i memnun etmek & Ray'in sinirlenmesini sağlamak & Ray'i sinirlendirememek ve sinirlenmek & Sonunda vazgeçip Ray'i kıskandırmaya çalışmak
Lakap : Son vampirin baş düşmanı ve yatak arkadaşı, yaratık avcısı
Nereden : Ray ile birlikte yatak odasından *k8* & Kız arkadaşıyla barlardan & canavarlarla sokaklardan & Arkadaşlarıyla partiden

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptyPtsi Şub. 07, 2011 11:03 pm

“Eyes…”

Elini yanağıma koyduğunda bir ürperti geçti bedenimden. Neden ki? Gözlerini kapayıp ayağa kalktığında onu izledim. Gitmiyordu değil mi?
O bana doğru eğilirken refleks olarak geri yattım. Kulağıma bir şey mi söyleyecekti acaba? Fakat tüm bu masum düşüncelerimi yıkan başka bir şey oldu. Tamamen başka bir şey... Soğuk dudakları benimkilere değdiğinde öylece kaldım. Ne yapıyordu o? Bu… Şey… Yaptığı… Yanlış değil miydi?
Böyle düşünsem de o tekrar doğrulurken yanaklarıma ateş bastığını hissettim. Dudaklarıma hafifçe aralık şaşkınca ona baktım. Elimi de bırakıp saçımı okşadı yavaşça. Kısa süre öylece izledim onu. Sonra –ki yanaklarımın kızarması beni utandırdı ve bunun üzerine daha da kızardım- elimi dudağıma götürdüm tepkisel bir hareketle.

“Bu ne içindi?” diye sordum. Bir amacı var mıydı? Ama işin tuhafı onun öpücüğünden rahatsız olmamıştım. Sadece kendi karışan hislerim beni huzursuz etmişti o kadar. İşte bu daha da garipti. Yoksa merdivenden düşme sebebi olarak gösterdiği, ondan kaçmam, bu muydu? Onun öpücüğünü istemediğimden miydi? Fakat kötü bir şeye benzemiyordu. Canım yanmamıştı değil mi? Başka birininki de yanmadı. Bu kötü olmadığını göstermez miydi?
Belki de boş bulunduğumdan öyle oldu. Belki bir diğerinde farklı hissederim. Peki, şimdi ona ne diyeceğim? Bir daha öp, tepkimi merak ediyorum mu? Yatağın içine gömüldüm biraz daha. Elimi uzattım ona tekrar. Gelsin yanıma. Yalnız kalmak istemiyorum.

“Sen beni öptüğün için mi senden kaçtım?”
Birden sorduğum bu soru beni bile şaşırttı. Elim indirdim yavaşça. Garip bir şekilde yine huzursuz olmuştum. Ama hayır, bu sefer ki sorusunun cevabını merakla bekliyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raymond A. Grosvenor
Eski Profesör | Son Vampir
Eski Profesör | Son Vampir
Raymond A. Grosvenor


Erkek Mesaj Sayısı : 222
Yaş : 113
İş/Hobiler : Kan emmek, gece dolaşmak, Eyes ile oynaşmak.
Lakap : Siyah Narsist | Son Vampir
Nereden : "neca ne neceris"

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptySalı Şub. 08, 2011 10:19 am

Şaşkın bakışlarındaki bir tepkiyi arıyordum adeta. Ancak o sadece şaşkınca bakmaya devam ediyordu. Yanaklarının yavaşça pembeleşmesi dikkatimi çekmişti. Utanmış mıydı yani? Bunca zaman sonra… O saf duygularını saklayan Eyes değil miydi? Belki de hafıza kaybı yüzündendir. Elini de dudaklarına götürmüş az önceki öpücüğün ne kadar gerçek olduğunu düşünüyordu her halde. “Bu ne içindi?” Hadi ama… Hafızası gitmişti gene de bir öpücüğün ne anlama geldiğini unutmuş olmazdı. Niye soruyordu? Hislerimi öğrenmek içindi belki de. Cevap vermedim. O da bir süre sustu. Düşüncelerini toparlamaya çalışıyordu sanırım. Ben de öyle, sonraki dakikalarda ne yapsam diye düşünüyordum, ne demem gerektiğini de.biraz mutsuz gözüküyordu ama elini yeniden bana doğru uzattı. Onu bırakıp gitmemi istemiyordu, zaten kimsesi yok iken onu hasta ve hafızası kayıp halde terk edemezdim.
“Sen beni öptüğün için mi senden kaçtım?” ne masum bir soruydu bu. Masumluğunu eskisi gibi kibirliliği arkasına gizlemiyordu artık. Ne demem gerektiğini bilemedim. Sen istemediğin halde sana sahip olmaya çalıştığım için mi kaçtın diyecektim yahut bir vampir olduğum ve senin kanını emdiğim için mi? Şu an beş yaşındaki kadar masum sorularına bu şekilde cevap vermem onu şoka sokabilirdi. Ama bu soruyu yönelttiğine göre benden bir yanıtta bekliyordu. Onun ki kadar masum konuşamamaktan korktum ve yeniden başucuna çökerken bir süre sessiz kaldım. Derin bir nefes alırken düşünceli bir biçimde kafamı kaşıdım. “Keşke her şey bu kadar olsa.” Diye mırıldandım. Yine düşüncelerimden birini seslice ifade etmiştim. Ama bu bir tür cevapta sayılabilirdi. Ne düşünüyordu benim hakkımda acaba. Önceden korkunç bir kan emici olarak düşündüğü ben… Eski Eyes olsaydı ona anlatmak çok daha rahat olurdu. Ama şu an bu karşımdaki çocuğun aklini yeterince karıştırmıştım bugün.
“Bence bugünlük bu kadar yeter. Şimdi biraz dinlen.” Evet, belki daha sonra… Açıklama yapmak daha kolay olurdu. Henüz hemşireye bile görünmemişti ki, şu an durumu iyi gözükse bile –hafıza kaybı durumu hariç- yine de kontrol edilmesi iyi olurdu. Saati düşündüm bir yandan. Belalı güneş doğduktan sonra çok duramazdım. Gerçi bir binanın içinden bana zarar gelemezdi yine de olabildiğince karanlık bir yerde kalmalıydım. Derince nefes aldım iç çekercesine. Olaylara bak, her şey arka arkaya gelmişti resmen.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eyes Rutherford
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Eyes Rutherford


Erkek Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 32
İş/Hobiler : Yaratık avlamak & Ray'i memnun etmek & Yatak odasından ayrılmak için isyan etmek & Yatak odasından ayrılamamak ve yeniden Ray'i memnun etmek & Ray'in sinirlenmesini sağlamak & Ray'i sinirlendirememek ve sinirlenmek & Sonunda vazgeçip Ray'i kıskandırmaya çalışmak
Lakap : Son vampirin baş düşmanı ve yatak arkadaşı, yaratık avcısı
Nereden : Ray ile birlikte yatak odasından *k8* & Kız arkadaşıyla barlardan & canavarlarla sokaklardan & Arkadaşlarıyla partiden

Eyes’in odası  Empty
MesajKonu: Geri: Eyes’in odası    Eyes’in odası  EmptySalı Şub. 08, 2011 10:39 am

“Keşke her şey bu kadar olsa.”

Değil miydi? Neydi gerçekleri bu kadar zor kılan?

“Bence bugünlük bu kadar yeter. Şimdi biraz dinlen.”

Yanı başımdayken bunları söylüyordu ama gidecek miydi peki? Ben… Ben yalnız kalmak istemiyordum. Belki de hemşireyi çağırmalıyım. O giderse yanımda kalabilir, değil mi? Derin bir nefes aldım ve başımı öne eğdim.
“Peki.” Ellerimle üzerimdeki çarşafı sıkmıştım bir yandan. Sonra başımı kaldırıp ona baktım.
“Acaba gitmeden bana sevdiğim bir şeyi söyleyebilir misin?” Ne seviyordum ki ben acaba? Belki de aklıma gelir diğer sevdiğim şeyler.
Ama yine de kısa süreden beri başımın içinde bir müzik dolanıyor. Notalar çok güzel. Ama hangi müzik aleti bu? Yatağın içine gömüldüm tekrar. Hülyalı bakışlarla bir kenara bakıyordum. Daha demin sorduğum soruyu unutmuştum bile. Gülümsedim kendi kendime. Melodi çok hoşuma gitmişti. Acaba kimdi bunu çalan? Derin bir nefes aldım.
Tüm bu sakinliğin ortasında gözüm yine o adama kayarken, içimde birden bir öfke oluştu. Neden ama? Pek üzülmüş de görünüyordu. Gideceği için mi kızmıştım? Yoksa hafızam gitmiş olsa bile o zamanki duyguları hissedebiliyor muydum? Yani bu ona kızgın olduğum anlamına mı geliyor? Belki de en iyisi gitmesi. Onunla ilgili bazı şeyler hala aydınlanmadı. Acaba neden ona, cehennemin dibine gitmesini söylemek istiyorum?
Eksik bir şeyler var. Bunu hissedebiliyorum. Eksik. Ama ne?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Eyes’in odası
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Eyes Rutherford
» Müzik Odası
» Hua & Yuan'ın Odası
» Müdür Yardımcısının Odası
» Doktor Adrian'ın Odası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Yaoi RPG :: Her şey :: Tokyo :: Hastahane :: Hasta Odaları-
Buraya geçin: