Bu soruyu soracağını tahmin etmiştim. Yinede tahmin etmediğim şeyler de yapmıştı. Ceketini bana vermek gibi. Ondan biraz daha uzun olduğumdan kısa olmuştu fakat dolabımdaki giysilerime ulaşıncaya kadar idare edebilirdi. Teşekkür ettikten sonra sorulan o klasik soruyu duydum.
-“Senin gözlerin renk mi değiştiriyor?”
-“Evet.” Dedim sakinlikle. Ve ona anlatmaya başladım.
“Duygularıma göre renk değiştiren gözlerim var. Mutlu olduğumda yeşil, ağladığımda gri, kızdığımda siyah, korktuğumda kahverengi, normal durumlarda açık mavi, rahatsız olduğumda ela, şaşırdığımda bal rengi olan gözler. Bunları bana dadım söyledi.”
Şaşkınlıkla bana baktığını görünce:
-“Ben gözlerimi göremiyorum. Aynaya baktığım da sadece beyazlık görüyorum. Göz bebeğimi filan göremiyorum. Onun yerinde sadece beyaz. Bomboş bir beyazlık! Çocukken gözlerimin beyaz olduğunu sanırdım. Ama insanlar sürekli “Gözlerin ne güzel yeşil. Ne güzel kahverengi, ne güzel ela.” Derlerdi. Sonunda dadım bana bunu açıklamayı seçti. Öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Dadım bana bu konuda pey şanslı oluğumu söyledi. Fakat ben sadece bir renk olmasını tercih derdim.”
-“Dadı?”
Onun sesini duyunca anılarımdan sıyrıldım.
-“Beni dadılarım büyüttü. Ailem hep çalışırlardı ve uzaktaydılar. Ya da bana öyle anlatılırdı."