Öğretmenin sesi boş koridorda yankılandı. “Yeni arkadaşınız. Yujiro Shihodani.”
Bu sözlerin üzerine içeri girdim. Sınıfa bakmadan kendimi tanıttım. Bakışlarımı sınıfa çevirince, ikinci sınıf öğrencilerinin kendi okulumdakinden daha farklı olmadığını gördüm. Öğretmen bana arkalardaki bir yeri işaret etmişti. Yerime geçip oturdum. Sınıftakiler işlerine dönmüştü. Bu sayede rahatça onları inceledim. Herkese baktım. İçlerinden sadece biri dikkatimi çekti. Cam kenarında oturan çocuk… Onun bahçedeyken tartışmalardan birine karıştığını hatırladım. Başını dışarı çevirmiş sakin bir şekilde bakınıyordu. Biraz onu inceledim. Siyah-kırmızı saçları vardı. (anlaşılan o da benim gibi aralarına renk katmıştı.) “Kırmızının tonunu iyi ayarlamış.” Diye düşündüm. “Acaba tuhaf tiplerden mi?” bu sırada adımın söylendiğini duydum hayal meyal.
-“Yujiro.”
Hemen toparlanmaya çalıştım.
-“Evet.”
-“Komik bir şey mi var? Eğer varsa söyle de biz de gülelim.”
Gülümsediğimi farketmemiştim. Kızardığımı hissettim.
-“Aslında sadece komik bir anı… Hoşunuza gitmez.”
-“Buna sen karar verme. Söyle, gülüp gülmeyeceğimiz bize kalsın.”
-“Ah! Nasıl desem bilemedim.”
-“Evet?” öğretmen tek kaşını kaldırmıştı. “Uyuz.” Diye düşündüm.
-“Özel bir anı!”
-“Peki o zaman, söyle o…”
Bu sözlerden sonrasını dinlememiştim. Çünkü camın önündeki çocuk bana bakıyordu. Ah! Harika renkte mavi gözleri vardı. Yüzü ifadesiz olmasına rağmen, epeyce hoş görünüyordu. Aslında “hoş” sözcüğü onun yanında epey hafif kalırdı. Tekrar öğretmene döndüm.
-“Dinlemiyordun değil mi?”
-“Hayır.” Dürüst olmakta fayda vardı.
-“Anlıyorum. Oturabilirsin.”
Öğretmenin durumdan hoşlanmadığının farkındaydım ama yapabilecek bir şeyim yoktu.
Yerimde otururken, bu sefer sadece derse odaklandım. Hatta söz almaya da çalıştım. “İlk günümde kimseyle takışmak istemiyorum.” Derken kendi kendime, öğrencilerin kurtarıcısı zil tüm ihtişamıyla çaldı.
Eşyalarımı toparlarken, gözüm ister istemez cam kenarındaki çocuğa kaydı. O da eşyalarını toplamakla meşguldü fakat tek fark onun çevresinin insanlarla dolu olmasıydı. Hava almak için çıkmaya çalışırken, göz göze geldik. Onun gözleri açık yeşildi.