Yaoi RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yaoi RPG

Shounen Ai ve Yaoi....
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptyCuma Ara. 10, 2010 11:51 pm

“ Seni ufak ****. Sen bir pisliksin. İğrençsin. Berbatsın.” “Tamam. Bu kadar yeter. Çocukla daha fazla uğraşma. Bizim asıl hedefimiz adam.” Ah… Başım çok ağrıyordu. Anlaşılan bayılmamın sebebi de buydu. Kafaya ağır bir şeyle darbe almak… Tabii ki de insanin günlük yaptığı bir şey sayılmazdı bu. En azından her gün kaçırılan birini henüz tanımıyordum. Ah… Lanet olsun. Benden ne istiyorlardı? Elbette ki kafamdaki düşünce buydu ama her söyledikleri benim için takip edilecek bir ipucu gibiydi. Adamlardan daha az kötü davrananı az önce ne demişti. Demek işleri benle değil de benim yakınımdaki biriyle… Ama benim yakınımda kimse yok ki? Ayrıca şu ‘çocuk tanımlamalarına sinir oluyorum. O kadarda küçük değilim! Hiçte bile! Kaçmak için hafifçe kımıldandım sonuçta, adamların beni görmemesi lazımdı. Ne yazık ki ellerim o kadar sıkı ve ters bağlanmıştı ki oynatmamla beraber sadece can acısı duydum. Sonra bundan vazgeçtim. Zaten beni kim sanıyorlarsa yanlış düşünüyorlardı.

Şu an da olduğumuz yere baktım. Ben yerde yatıyordum, gerçi binanın pek bir zemini yoktu. Tavan ise bir farklıydı, oda yerine kocaman bir yerdi. Ve arkadaki kutulu şeyleri de düşünürsek burası büyük bir depo olmalıydı. Ve evet, kullanım dişiydi, eski ve tozlu. Bu iki adamsa bana bekçilik mi yapıyordu? Biri iri yari ve kötü bakışlıydı, zaten bana sadece küfürler ediyordu. Diğeri ise aşırı uzundu, ama pek fazla işlere karışmıyor gibiydi. Ne zamandır buradaydım? Bugün en son… Thomas’ın evinden ayrılmıştım. Ve sonra… PAT! Birden buradaydım. Daha öncede uyanmıştım ama iri yari olan beni tekmeledi, fena bir halde. Sanırım o ara tekrar bayılmış olmalıydım. Ah… acaba? İçeri aniden birinin girişiyle korkuyla kafamı kaldırıp ona baktım. Normal görünüşlü sayılır… yani biraz kaslı bir vücudu vardı o kadar. bunun dışında gayet normal biriydi. “Merhaba güzellik. Bugün seni alıkoyduğumuz için üzgünüm. Amacımız seni yaralamak değil merak etme. Sadece sevgilinle küçük bir oyun oynayacağız.” Ve yüzündeki o hain sırıtış. “Patronumuzun değerlisine karşı ayni acıyı çekmesi için, onun değerlisi…” Değerli? Sevgili? Bir dakika, düşündüğüm şey değildi değil mi bu, hani şu Thomas’la ilgili olan. Adam yanıma yaklaşıp çenemden sertçe kavrayarak ona bakmamı sağladı. “Onunla hiç oynadınız mı?” O…Oynamak? Ağzımdaki bandı çekerek açtı ve parmaklarını ağzımın içine doğru götürdü. Tam anlamıyla İĞRENÇTİ. Diğer elini vücuduma götürürken direnmeye çalıştım. İstemiyordum… ‘Beni bırakın!’ Bağıramıyordum. O elini aşağılarıma indirip dün gece doktorla birlikte olduğumuz yerlere dokunurken vücudum titriyordu. Direnmekten yorgun düşen vücudumu elleriyle esir almıştı resmen. Gözlerimden bir iki damla gözyaşı akarken, Thomas’la olduğumdan farklıydı. Nefret ve özgürlük özlemi doluydu. Aklımdaki tek şey ise, garip bir şekilde Thomas’tan başkası değildi. “Thomas, umarım çok yakında burada olursun… Benim için gelir misin Thomas. Thomas… Thomas. Sana ihtiyacım var. Lütfen.”

outta: çok seyş oldu... Hmm ne desem. xD Beğenmediğin yerleri söyle düzeltiyim?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Thomas
Doktor
Doktor
Adrian Thomas


Erkek Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 39
İş/Hobiler : Kahve olsun yeter.
Lakap : Dok. Bir kahve alır mısın?
Nereden : Hastaneden

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Geri: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptyC.tesi Ara. 11, 2010 9:51 am

Buraya girmemle birlikte içimde huzursuzluk arttı. Çevreye göz gezdirdim kısaca. Boş, eski, karanlık ve kötü…

Telefonum çaldığı sırada hastanedeydim. Bana söyledikleri şey bir adresti ve gelmezsem onu öldürecekleriydi. Telefon elimde öylece kalakalmıştım. Kimi kaçırdıklarını bilmiyordum ta ki bana ufak bir inleme dinletilene kadar…
Tabi oradan kim olduğunu anlamam imkânsızdı eğer dün akşam ki olaylar olmasaydı… Saçlarımı karıştırdım.
Hastaneden nasıl çıktığımı ben bile bilmiyordum. Ya da biliyordum. Bir hafta boyunca geceleri de çalışmak zorunda kalacaktım. Kahretsin! Eğer şu yapacağım deney olmasa onu orada bırakırdım. İstediklerini yapsınlar. Yavaşça nefesimi bıraktım.
Birkaç adım daha atmamla birlikte onları gördüm. Üç kişilerdi. İri yarıyı ve uzunu tanımıyordum fakat diğeri…
Diğeri bana neden burada olduğumu anlattı görünüşüyle. Şöyle bir baktım hepsine. Tabi Akita’ya da. Kendisine dokunan ellerden kaçmaya çalışırken ağlıyordu sanırsam. Onun durumunda kim ağlamazdı ki?
Tam ağzımı açacaktım ki aniden gelen ses beni irkiltti.
“Demek sonunda sevgilini kurtarmak için gelebildin.”

Başım sesin olduğu tarafa döndü. Saçları beyazlamaya yüz tutmuş yaşlı adam bana tüm nefretiyle bakıyordu.
“Artık kızımın intikamını alabileceğim.”

“Yuri’nin ölümü benim suçum değildi. Onun…”
“Kes! Kızımın adını ağzına alma. Sen iğrenç birisin. Bu yüzden benim en değerlimi aldın. Bende senin değerlini alacağım.”
Tekrar ağzımı açmıştım ki:

“Senin gibi bir pisliğin, birine değer vermesi imkânsız diye düşünüyordum ki sonunda bu çocuk çıktı. Yoksa senin şeytan olduğuna inanmaya başlayacaktım. Ama pardon sen zaten şeytansın.”

Kısa süre daha bana hakaretlerini dinledim. Bu sırada uzun boylu adam yanıma geldi. Bana dokunmuyordu ama herhangi bir hareketimle beni yere sereceğini belli etmişti.
Ne yapmam gerektiğini düşünemeden beni bir sandalyeye oturttular. Direk olarak Akita’ya bakan bir pozisyonda. Anlaşılan yapacaklarının hiç birini kaçırmamı istemiyorlardı. Ben geldiğimde de Akita’ya dokunan adam onun üzerindeki kıyafetleri aniden çıkardı ve onun yüzünü bana çevirip, tüm vücudunu ellemeye başladı. Anlaşılan üzerine atılmamı bekliyorlardı. Sakince bakmayı sürdürdüm. Birazdan olacaklar benim suçum değildi. Hem de hiçbiri...


OUT: Amma uzun oldu. Cool
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Geri: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptyC.tesi Ara. 11, 2010 11:21 am

Bir süre daha bu şekilde devam etti. Beni ellerinde daha ne kadar tutacaklardı? Bu kesinlikle yanlıştı değil mi? Bunun gibi adamların Thomas’la ne işi olabilirdi ki? Onun gibi itibara sahip bir doktorun bu tarz adamlar ile iş yapması da düşünülemezdi. Peki ben niye burada tutuluyordum? ‘Sadece bir yanlış anlama’ Kendime bunu söylerken bile kulağa ne kadar düşük bir ihtimal geliyorsa vücudumun titremeleri kat kat artıyordu. Tanrım! Berbat bir durumdaydım. Tek beklediğim dün gece birlikte olduğum –ve sonsuz bir aşk beslediğim- o adamın gelmesiydi. Peki, ama ya sonra… Aslında sadece o yanımda olsaydı yeniden iyi olabilecekmiş hissine kapılıyordum. Eskidende, annemin ölümünden sonra, her yalnızlığımda annemin sokak köşelerinin birinden çıkagelmesini bana sıkıca sarılıp bir daha bırakmamasını düşünürdüm. Ve bu bana kendimi iyi hissettirirdi. Çünkü bünyem yalnızlığı kaldıramayan bir bünyeydi. Herhâlde tutunacak bir demir arayan biriydim. Uzun zamandır… Yalnızlığın çukuruna düşmek gerçekten kötü bir şey. Her ne kadar çevrem insan dolu olsa da hiçbiri ile duygusal bir şeyi paylaşmamak gerçekten ağır bir yüktü benim için. Şimdi ise duygular beslediğim adamın kaçırılma sebebim olduğuna inanmıyordum o kadar.

Bir süre sonra kapı sesi duyuldu. Deponun ağır ve demir kapısının gıcırtısı. İçeri giren, Thomas’tan başkası değildi. ‘Geleceğini biliyordum!’ Eğer ağzımı tekrar bağlamamış olsalardı, ağlamaya devam ederken bunları mırıldanırdım. Thomas’ı izliyordum. Öncelikle yaşlı adamla bir şeyler hakkında konuştular. ‘Kızının intikamı’ Ah onun küçük bir kızı öldürebileceğini hiç sanmıyorum. Tabii ameliyat masasında değilse. Sanırım tek mantıklı açıklama tüm soruların cevabiydi. Hm… Yine şu değerli konusu. “Senin gibi bir pisliğin, birine değer vermesi imkânsız diye düşünüyordum ki sonunda bu çocuk çıktı. Yoksa senin şeytan olduğuna inanmaya başlayacaktım. Ama pardon sen zaten şeytansın.” Şeytan? Bu şeytan konusu da nerden çıktı. O, Thomas, kesinlikle bir şeytan değildi. Bu adamların bu kadar kötü olduğuna inanamıyordum. İftira bile atabiliyorlardı. Thomas’a şeytan demişlerdi ama asıl şeytan onlardı. Thomas’ı direk bana baktığı bir yere oturttuklarında anlamadım. Sonra o pis herif yine geldi ve bir anda kıyafetlerimi çıkarmaya başladı. Ah… Ne yapıyordu. Ona direndim. Deminden beri yaptığım gibi ama ellerim bağlıyken… Bu gerçekten çok zordu. Başımı sertçe Thomas’a çevirdi. Vücuduma ellerken her hangi bir yere çevirmemem için sıkı tutuyordu. Alt bölgelerime doğru inerken gözyaşlarıma hakim olamıyordum. ‘Thomas… Thomas, lütfen… Bana yardım et.’ Tek yapabildiğim ona yalvarır gözlerle bakmaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Thomas
Doktor
Doktor
Adrian Thomas


Erkek Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 39
İş/Hobiler : Kahve olsun yeter.
Lakap : Dok. Bir kahve alır mısın?
Nereden : Hastaneden

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Geri: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptyC.tesi Ara. 11, 2010 11:48 am

‘Thomas… Thomas, lütfen… Bana yardım et.’

Bu sözler sırasında ağlıyordu. Peki, ben ne yapabilirdim ki? Süpermen değildim sonuçta. Sadece biraz daha zaman kazanmalıydım o zaman bu durumdan kurtulabilirdik. Bakışlarım adamın belindeki silaha kaydı. Hadi ama ben nereden bilebilirdim ölen kızın babasının mafyadan olduğunu? Ayrıca kız benim yüzümden bile ölmemişti. Derin bir nefes aldım ve bir şeyler demek için ağzımı açmışken adam –kızın babası-

“Bu saatten sonra sana kimse yardım edemez. Ne sevgilin ne başka biri!”

Bakışlarım tekrar adama çevrildi. Bu sırada uzun –artık ona uzun demem yeterliydi gözümde- başımı tekrar Akito’ya çevirmeye zorladı.
Onun yaşlı gözlerine baktığımda içimde bir yerler cız etti. Üzülmüş müydüm? Belki! Tekrar konuşmak için ağzımı açtığımda uzun, ellerimi tuttuğu gibi sandalyenin arkasına götürttü. Karşı koymayı düşünmüyordum zaten. Bağlayınca da sesimi çıkartmadım.
“Benden nefret etme olur mu?” dedim Akito’ya. “Lütfen.”

Arkamdaki adam birden kahkaha attı. “Bak sen şu işe! Şeytan doktor lütfen dedi.” Aniden saçlarımı tuttu sıkıca ve yüzümü ona doğru çevirdi. “Kızımın ölümünü bana söylerken bile gülen bir adam için ne garip bir söz.”Saçlarımı bıraktı. “Lanet herif!”

O gülme işi onun tahmin ettiği gibi değildi. Sadece… Ah her neyse neden açıklama yapıyordum ki? Sonuçta umursamayacaktı. Bu sırada Akito’ya dokunan adam işi daha da ileri götürdü patronunun bir baş hareketiyle. Eli onun bacaklarının arasında gidince, böyle bir durumda ne yapmam gerektiğini düşündüm. Aklıma gelen ani bir şeyle ileri doğru atılır gibi yaptım. Tabi bağlıydım ve kıpırdayamadım. Adam tekrar güldü. Aynı anda şakağıma dayalı soğuk bir şey hissettim. Uzun, silahını dayamıştı. Yaşlı adam:
“Kıpırdarsan ölürsün! Hoş! Zaten kıpırdamazsan da öleceksin!”

Tekrar güldü…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Geri: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptyC.tesi Ara. 11, 2010 12:57 pm

“Bu saatten sonra sana kimse yardım edemez. Ne sevgilin ne başka biri!” Bu sözler… Bana uzun süre önce bile kimsenin yardim edemeyeceğini biliyordum zaten. Tek başıma kaldığımda, yaşlı büyükannenin evinde kalmak zorunda olduğumda, yollara düştüğümde… Kimse gerçekten bir diğerine yardım edemezdi değil mi? İstemezdi. Dünya, gerçekten çok zorlu bir yerdi. Şu anki durumuma baksanıza. Ellerim bağlı ve bir adam benimle onun oyuncağıymışım gibi oynuyordu. Çiğlik attım ve bağırdım “Yapma!” Olaylar kesinlikle kontrol dışıydı. “Benden nefret etme olur mu? Lütfen.” Onu da bağlamışlardı benim gibi. Zaten düşünce ne yapabilirdi ki? Adamlar silahlı ve aşırı güçlüydüler. İstediklerine sahip olabilirlerdi. Tıpkı bana şu anda olduğu gibi.

Adamlardan biri konuşmaya devam etti Thomas’la. Tabii ki ne dediklerinle pek ilgilenemiyordum çünkü bana yapışan adam beni soymakla birlikte ellerini hiçte hoşuma gitmeyecek yerlerime götürüyordu. Elini aşağıya götürdükten kısa bir süre sonra parmaklarını içime soktu. “Agh… Uh…” Hayır, vücudum buna karşı koymaya çalışsa bile adam beni bırakmayacakmış gibiydi. Ben vücudumu geri çektikçe o benim üzerime doğru yatıyordu. Tecavüz! Yaptığı şey bir tecavüzün başlangıcıydı. Her an daha da ileri gidebilirdi ve bunun en kötü yani Thomas’ın, daha yeni hoşlanmaya başladığım birinin, önünde olmasıydı. Parmaklarını içimde daha da ileri oynatırken içim bulandı. Sonra –nedenini bilmiyorum ama- hafifçe üzerimdeki ağırlığının gittiğini hissettim. Bekli bu benim –en azından işler daha ileri gitmeden önceki- son şansımdı. Dizlerimin üzerinde kalkmaya çabalayarak onu üzerimden attım ve büyük deponun arka tarafına doğru ilerledim. Ne yazık ki çok fazla kaçamadan adam beni kolumdan sertçe çekti ve yerde yuvarlandım. Üzerime çöktü ve bir iki yumruk attı. ‘Patronları’ olan adam durmasını söylemeseydi yeniden bayılabilirdim. Kıpırdamadan durmam için üzerimde beni yere doğru bastıran bir adamın altında çıplak yatıyordum. Neler oluyordu burada? Kurtulmak imkansız mıydı? Önce bana tecavüz edip sonra Thomas’ı silahla vuracaklar mıydı? Belki sonrada beni öldürürlerdi gitmeden önce. Kurtulmak istiyordum. Tanrım, bize yardim et!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Thomas
Doktor
Doktor
Adrian Thomas


Erkek Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 39
İş/Hobiler : Kahve olsun yeter.
Lakap : Dok. Bir kahve alır mısın?
Nereden : Hastaneden

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Geri: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptyC.tesi Ara. 11, 2010 1:21 pm

Çığlık atıp kaçmaya çalıştı. Anlaşılan bana hiç güvenmiyordu. Tabi söylediğim o sözden sonra kim güvenirdi ki…
Ama nasıl olur da buraya savunmasız geldiğimi düşünebilirdi. Adamın elinin altından kaçınca sakince izledim olanları. Yumruk attığında kızmam gerektiğini düşündüm. O kadar hızlı oluyordu ki olanlar ne demem ne yapmam gerektiğini bilemedim.
En sonunda yaşlı gözlerle adamın altında kalınca başımı çevirdim. Yaşlı adam:
“Demek rahatsız olmaya başladın seni…”

Aynı anda bana da vurdu. Hmmm! Beklenen bir şeydi. Tabi silahla vurmasaydı daha iyi olurdu. Yanağımdan aşağı –kim bilir yara neredeydi- akan sıvıyı hissedince artık bekleyemeyeceğimi hissettim. Aynı zamanda başımda dönmeye başlamıştı. Tabi kim kafasına silah yiyince rahat kalabilirdi ki? En azından tüm gücüyle vurmamıştı. Akito’ya baktım kısa bir an için. Sonra da yaşlı adama:
“Yanlış kişiye bulaştın.” Dedim sakince. “Kızın benim yüzümden ölmedi. Çünkü kızının ameliyatına ben girmedim. O sırada hastanede bile değildim. Anca sonuna yetişebildim ki zaten kızın ölmüştü.” Adam aniden öfkelendi ve uzun iplerimi çözüp beni ayağa kaldırdı. Yaşlı adam silahı kalbime doğru uzatıp:
“Konuşmasaydın belki biraz daha yaşardın. Şimdi seni şu an öldürmemem için bana yalvar. Ayaklarıma kapan.”

Yok ya! Başka isteğin? İşte bu lafına kızmıştım. Ben kimseye yalvarmam. Başımı başka tarafa çevirdim ve aynı anda deponun kapıları hızla açıldı. Etrafta koşuşturma sesleri ve
“Kimse kıpırdamasın! Polis!”

Yaşlı adama baktım sakince. O ise şaşırmış görünüyordu bana doğru bir düzine küfür saydı ve aynı anda silahını ateşledi. Tabi polisler adamlarını yakalamıştı fakat onu tutamamışlardı. Kolumda yakıcı bir acı hissettiğimde şaşırdım. Elim hızla koluma gitti. Bu sırada polisler onu tutukladılar. Parmaklarımdaki kana baktım. Anlaşılan sadece sıyırmıştı. Ne şanslı günümdeydim böyle!
Arkama döndüm ve Akita’nın yanına gittim. Biraz sendeleyerek. Oradan birisi:
“Yaranıza bakmama izin verin.” filan diyordu. Umursamadan Akita’nın yanına diz çöktüm. Doktor koluma bakmaya başlamıştı bile. Sağlam elimi üzerime sildim ve onun yanağına koydum.
“İyi misin?” yalnız olsak onu kesin öpmüştüm fakat bu durumda bu pek mümkün değildi. Yanı başımdaki doktor konuştu.
“Şanslısınız. Önemli bir şey yok.” Gülümsedim. Tüm bu olanlar sırasında gözlerimi ondan ayırmadım.
Ayrıca anlaşılan bugün hastaneden izinliydim. Doktor işini bitirip uzaklaşınca yan taraftaki polisleri önemsemeden onu tutup kendime çektim ve sarıldım.
“Bunları yaşadığın için üzgünüm. Beni affedebilecek misin?”Aslında demek istediğim “Hadi evime gidelim” olacaktı. Ya da artık “evimize” mi demeliydim? Derin bir nefes aldım ve sağlam kolumla ona iyice sarıldım…

OUT: Vay be daha da uzun Laughing
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Geri: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptyC.tesi Ara. 11, 2010 4:30 pm

Üzerimdeki adamı atamayacağımın artik farkına varmış olarak, aralıksız ağlamamdan dolayı hala ıslak olan gözlerle Thomas’ı izliyordum. Olayları anlamaya başlamakla birlikte sona geldiğimizi düşünüyordum. “Kızın benim yüzümden ölmedi. Çünkü kızının ameliyatına ben girmedim. O sırada hastanede bile değildim. Anca sonuna yetişebildim ki zaten kızın ölmüştü.” Toplu bir açıklama. Zaten kim bir doktorun bir insani bilerek öldüreceğine inanabilirdi ki. Hem de Thomas gibi birinin. Bu adamlar tam bir salaklardı. Suçlanacak birini aramış ve Thomas’ı bulmuşlardı. “Konuşmasaydın belki biraz daha yaşardın. Şimdi seni şu an öldürmemem için bana yalvar. Ayaklarıma kapan.” Hayır… Thomas. Onu öldürecekler… Tabii ki buradaki adamların onu öldüreceğini bilerek gelmişti. Onun buraya gelme nedeni ise bendim. Benim yüzümden, beni kurtarmak için kendini ölümün ortasına mı atmıştı? Bağırmak istedim, ama artik hiçbir şey için halim yoktu.

Deponun kapılarının aniden açılırken çıkardığı gürültü hepimizi büyük bir şaşkınlığa uğrattı. Adamlarda afallamış olacaktı ki kıpırdamayı düşünmediler. Oysa ne olduğu bariz belliydi. “Kimse kıpırdamasın! Polis!” Ah… Ne demek planı buydu. BAM! Silah sesi. Thomas’ı vurmuştu. O anda polislerden bir kaçı adamın üzerine atlayıp yakaladı. Niye? Niye böyle şeyler geç olmak zorunda ki? Thomas… En azından çok ağır yaralı görünmüyordu o, ama benim ağzım yüreğime kadar gelmişti o silah sesiyle. Polis adamları tek tek götürürken içim o kadar rahatlamıştı ki. Mutlu? Evet, kesinlikle çok mutlu olmuştum. Yavaşça yanıma geldi, tabii ki yanında az önceki yarasına bakan bir doktor vardı. Elini yanağıma koyduğunda ve bana o ‘her şey iyi olacak.’ anlamında baktığında bile yanındaki doktor yarasını kontrol ediyordu. Ne var ki kötü bir şeyi yoktu, benim de öyle. Beni tutan adam polisleri görünce kaçmaya çalışmışlardı ama kısa bir süre sonra onu kovalayan polisler ile birlikte geri dönmüştü. Çıplaklığımı örtmek için içlerinden biri uzun bir ceket vermişti. “İyi misin?” Değildim. Şu anda ağlamak üzereydim. Ama bu işten kurtulduğumuz için mutluydum. Bugün daha fazla gözyaşı dökmeyecektim. Ona doğru hafif bir gülümseme attım, her ne kadar zorlansam bile. Bir anda beni kendine doğru çekti ve sarıldı. Belki şuan en çok ihtiyaç duyduğum şeydi bu. “Bunları yaşadığın için üzgünüm. Beni affedebilecek misin?” “Bunların hiçbiri senin suçun olmadı ki.” Bende kollarımı boynuna doladım. “Artık hepsi geride kaldı, bitti.” Bitti değil mi? Thomas, lütfen bir daha beni bu kadar çok korkutma.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Thomas
Doktor
Doktor
Adrian Thomas


Erkek Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 39
İş/Hobiler : Kahve olsun yeter.
Lakap : Dok. Bir kahve alır mısın?
Nereden : Hastaneden

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Geri: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptyC.tesi Ara. 11, 2010 5:11 pm

“Bunların hiçbiri senin suçun olmadı ki.”

Kollarını boynuma doladı.

“Artık hepsi geride kaldı, bitti.”

Vay be! Ben bile bu kadar kolay atlatamazdım. Adam neredeyse ona tecavüz edecekti o ise… Her neyse.
Polisler epey kibar davrandılar. Onlarla konuştuktan ve bazı şeyleri imzaladıktan sonra bizi yalnız bıraktılar. Aslında onlarla gitmemizi teklif etmişlerdi ama ben reddettim. Teklif zamanı gelmişti.
Ona baktım ve hafifçe gülümseyerek,
“Gitmek istediğin bir yer var mı?” diye sordum. “Bugün tamamıyla sana aidim.”
Yavaşça depodan çıkıp arabama gittik.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Geri: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptyPtsi Ara. 13, 2010 4:02 pm

Outta yine topu bana atmişsin =_= Buraya yaziyorum ben de. xD

“Gitmek istediğin bir yer var mı? Bugün tamamıyla sana aidim.” Bugün mü? Bunca olaydan sonra kesinlikle hayır. Odama kapanıp yaşadıklarımı düşünüp üzülmek istiyordum sadece, ancak bunları onun yanında yapamazdım. Zaten üzülmeme izin vereceğini sanmıyorum. Onun arabasına doğru giderken kesin bir cevap düşündüm. Ama bulamadım. Çünkü başıma gelenleri ne yeniden tek başıma kaldırmak istemiyordum ne de onun sürekli yanımda bulunmasını. Belki bunda olayında bir payı vardı. Halen bedenim titriyordu korkudan, her şeyi silmeye çalışıyordum gerçekten unutabileceğimi umarak. Arabasına bindiğimizde cevabıma karar vermiştim. Reddedilişi nasıl karşılayacaktı acaba?

“Evime gitsem daha iyi olur.” Kesin bir hayırla eş değer neredeyse. Elimi başıma götürdüm, ağrımaya başlamıştı. Eve gidince ilaç filan almalıydım. “Yoruldum. Biraz dinlenmeliyim.” Şeklinde kısaca bir ekleme yaptım. Onun dibimde gezmesi pek hoş olmazdı karmakarışık olmuş kafam için. Onu yanımda istemememin asıl sebebi olay değildi. Umarım bunlar yüzünden artik onunla görüşmek istemediğimi sanmazdı. Tam aksine… Yanımda olması benim için çok daha iyi bir şeydi. Yalnızca düşünmek için bir süre… Üzüntüyle kafamı yere eğdim. Az önce söylerken, gerçektende onu suçlamıyordum bu başımıza gelenler hakkında. Yine de pek inanmamış olacak ki, söz verirken sanki kendini affettirmeye çalışıyordu. Buna yapmasına gerçekten gerek yoktu oysaki. Dile getirsem iyi olurdu yoksa sırf bu nedenle reddedildiğini düşünmesi ve bir daha görüşmememiz gibi korkunç olaylar istemiyordum. “Biliyorum çok kötü şeyler oldu ama işler daha da kötüye gitmeden düzeldi değil mi?” Aklıma adamın vücuduma iğrenç dokunuşları geldi. Zamanlama böyle olmasaydı çok farklı şeylerde yapıyor olabilirdi. Bu düşünceler midemi bulandırdı ve aklımdan silmeye çalıştım. Şu an yanımdaki Thomas’tı, onlar değil. Kafamı çevirip ondan bir yanıt beklerken bunu düşündüm.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Thomas
Doktor
Doktor
Adrian Thomas


Erkek Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 39
İş/Hobiler : Kahve olsun yeter.
Lakap : Dok. Bir kahve alır mısın?
Nereden : Hastaneden

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Geri: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptyPtsi Ara. 13, 2010 5:53 pm

Arabamla ilerlerken,

“Evime gitsem daha iyi olur.”

Başımı çevirip onu süzdüm. Anlaşılan büyük aşk buraya kadarmış. Ayrıca elini başına götürmesi gözümden kaçmamıştı.

“Yoruldum. Biraz dinlenmeliyim.”

Kısa bir an ona baktım sonra tekrar yola döndüm. Onun tercihiydi tüm bunlar. Tabi deneğimi kaybediyordum ayrı mesele.

“Biliyorum çok kötü şeyler oldu ama işler daha da kötüye gitmeden düzeldi değil mi?”

Ne yani benden onay mı bekliyordu? Aslında burada kullanmam gereken güzel bir sözcük var fakat şimdi söylersem benim hayallerinde canlandırdığı yakışıklı prens tarzında bir şey olmadığımı anlar. Buna niyetim yok. O yüzden yüzüme üzgün bir anlatım yerleştirdim ve kırgın bir sesle:

“Her şey özür dilerim.”

Aniden arabayı yana çektim ve durdum. Ona doğru döndüm. Ellerini ellerimin arasına aldım. Gözlerinin içine baktım.
“Bugün olanları aklından silmek için tüm ömrümü verebilirdim.”

Vay be uçuyorum şu an. Tüm ömrüm ha! Ne tiyatrocuymuşum ama…
“Ayrıca beni bir daha görmek istemezsen de anlarım. Yine de ara sıra seni görmeme izin verirsin değil mi?”

Of be! Kesin cehennemde yanacağım! Yalanlara bak! Az daha gülüyordum ki toparlandım. Neredeyse ağlama ifadesi verdim yüzüme. Sonuçta alışmıştım artık bu ifadelere.
“Hiç birini kabul etmezsen bile en azından bir fotoğrafını ver.”

Evet ver ki notlarımın arasına koyayım.

“Ama ne olursa olsun beni böyle bırakma!”

Sesimi titrettim son kelimelerde. Sonra aniden onu kendime çekip sarıldım. Sıkıca hem de…

Tüm bunlar olurken gözüm gökyüzüne ilişti. Akşam olmuştu bile…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Geri: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptySalı Ara. 14, 2010 5:12 pm

Sanırım sözlerimi söylerken kendi kendimi avutuyordum. Sanki onun onayını alırsam kendimi daha mutlu hissedecek ve bu avutma sözlerinin doğruluğunu kabul edecektim… Ama hayır. Bugün yaşadıklarım kimsenin kolay kolay yaşamadığı türdendi ve sonu her ne kadarda iyi bitmiş olursa olsun olaydaki her şey o kadar çok kadar kötü ve acımasız olmuştu ki. Hiçbir şey ‘normal’ değildi ve her ne kadar iyiye dönmüş olsuda derin bir iz bırakacaktı. İyiye dönmüş olması onları yaşamadığım anlamına gelmiyordu ne yazık ki“Her şey özür dilerim. Bugün olanları aklından silmek için tüm ömrümü verebilirdim.”Bağırma ve haykıra haykıra ağlama istediğimi bastırırken onun bu sözlerini dinledim sakince. Biraz şaşırmıştım, hala kendini suçluyor olması bir yana bir de böyle laflar ediyordu. Beni bu kadar önemsemesi… Fazla önemsemesi iyi değildi. “Ayrıca beni bir daha görmek istemezsen de anlarım. Yine de ara sıra seni görmeme izin verirsin değil mi?” Az önce söylediklerimi cidden dinlemiyor muydu? Ya da çok dinleyip kafasında farklı şeyler mi kurguluyordu bilemedim. Onun suçu değildi, hem o beni bu derece önemsemekteyken onu bırakmamı da nereden çıkarmıştı? Evime sadece kafamı toplamak için gitmek istiyordum. Tam bunu açıklamak için ağzımı açarken yine sözümü kesti

“Hiç birini kabul etmezsen bile en azından bir fotoğrafını ver. Ama ne olursa olsun beni böyle bırakma!” “Seni bırakacak filan değilim!” Niye aniden bağırmıştım ki? Onun bu tutumu canimi fazlasıyla sikmişti sanırım. Gitmeme izin verseydi yada tutup beni kilitleseydi daha iyiydi! Ama bu yaptığı… Tanrım, o bana sarılırken ben bağırmıştım. Sonra yaptığımdan utandım, anlaşılan o da benim kadar endişelenmişti o kadar. Ellerimi saçlarının arasına götürüp kafasını yavaşça okşadım. “Üzgünüm. Seni bırakıyor filan değilim, hem öyle her ilk olayda bırakabilen birine mi benziyorum?” Bu bir nevi hislerimi anlatıyordu o yüzden devamını getirmeyi bıraktım. Kafasını karıştırmayacaktım. “Sadece… Biraz dinlenmek istiyorum.” Dedim ve gözlerimi kapatıp ona doğru yaslandım. Ne yorucu gün ama! Beynim yerinden çıkacak gibi. Artık daha fazla düşünmek istemiyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Thomas
Doktor
Doktor
Adrian Thomas


Erkek Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 39
İş/Hobiler : Kahve olsun yeter.
Lakap : Dok. Bir kahve alır mısın?
Nereden : Hastaneden

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Geri: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptySalı Ara. 14, 2010 5:37 pm

“Seni bırakacak filan değilim!”

Ona sarılmışken aniden böyle bağırması… Tanrım bağıracaksa da en azından kulağımın dibinde yapmasaydı.
Belki de fazla abarttım. Kim bilir? Saçlarımı karıştırınca tek kaşımı kaldırdım. Görmediği için bunu yapmak kolaydı.

“Üzgünüm. Seni bırakıyor filan değilim, hem öyle her ilk olayda bırakabilen birine mi benziyorum?”

Hah! Şimdi buna ne cevap vereceğim? Sorusuna cevap beklemeden konuştuğunda rahatladım.

“Sadece… Biraz dinlenmek istiyorum.”

Bana doğru yaslandı bu sözleri üzerine. Kısa bir an bende ona sarıldım. Sonra yavaşça geri çekildim ve onun yüzüne baktım.
"Peki!" Dedim uysal bir biçimde. Sonra dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum ve direksiyonun başına geri döndüm.

Gecenin karanlığında kaybolmuş yola baktım. Şu an bana çok nadir olan bir şey olmuştu. Beynim tamamen boşalmış ve donakalmıştım. Ne yapmalıydım şimdi? Boş boş yolu inceledim.
Tanrım ne oldu aniden? Hiçbir şey düşünemiyordum. Elimle yüzümü ovuşturdum. En iyisi kendi evime gitmekti. Şimdi hem onu evine bırakıp hem de kendi evime dönebilecek enerjiyi kendimde bulamıyordum. Aniden aklımda bir ışık çaktı. Neden böyle olduğum belliydi. Bu gün evet bu gün hiç kahve içmemiştim. Yavaş yavaş başlayan baş ağrımın nedeni belli oldu.

Arabayı hızla çalıştırıp yola koyuldum. Kendi evime gidiyordum...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... Empty
MesajKonu: Geri: Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...   Kullanılmayan depoda bir kaçırılma... EmptyÇarş. Ara. 15, 2010 4:39 pm

outta: evine yazdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kullanılmayan depoda bir kaçırılma...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Yaoi RPG :: Her şey :: Tokyo :: Şehir Merkezi-
Buraya geçin: