Attila Qinghai

Kişiliği:
İkiyüzlülüğün, bencilliğin diğer adıdır. Adının taşıdığı atılganlığın kemiklenmiş halidir. Tuttuğunu kopartan, istediğini elde etmek için her türlü pisliği yapabilenlerdendir. Yüzünüze güler ama arkanızdan iş çevirir. Konuşması çoğunlukla ya imalı ya da iğneleyicidir. Kimseyi sevemeyecek kadar kalpsizdir, diğer yandan değer verdikleri yok değildir. Onları bile en küçük çatışmada ezecek kadar gözü dönebilir. Fakat bütün bunlara rağmen bilgedir. Yılların getirdiği bir ağırbaşlılık, bir nezaket taşır. Kabalaşabilir, hatta çoğu zaman odunlaşabilir ama istediğinde. Duygularına kolay kolay yenilmez, zira ''taş kalpli'' diye adlandırılanlardandır. Gene de bunu size hissettirmez, vermek istediği izlenim çoğu zaman kişiliğinden güçlü çıkar ki o an öyle olduğuna kendi bile inanır. Fakat içten içe de bunun sadece rol olacağını da iyi bilir, zira kendini çok iyi tanımaktadır. İktidardan çok gücü önemser, insanları kontrol etmenin tek yolunun iktidardan geçmediğini, yolun ulaşılan yerden çoğu zaman daha değerli olduğunu bilir. Bir konuda uğraş vermesi için buna gerçekten değeceğini düşünmesi gerekir. Zekasını kullanmayı, hayatla satranç oynamayı sever. Sadece oyunun kendisine verdiği önemden dolayı sonucu önemsemediği olur. Ona göre bazen bilerek yenilmek de gerekir. Bazen görüntüde kaybeden aslında kazanmıştır ona göre. Tüm kibirine ve hırsına rağmen alttan almayı tercih etmesi bundandır. Ayrıca sevdiği bir laf vardır. ''Edepli edebinden susar, edepsiz ben susturdum sanır.'' İnsanların hayatının çoğu zaman yanılsamadan ibaret olduğunu iyi bilir, bunu kullanmayı da çok sever. Çoğu zaman istediği şeyi karşıdakine hissettirmez, özellikle de o kişi kendisine inat yapıyorsa. Ayrıca en tepede gözü olmadığı gibi bir şeyi elde etmenin yolunun onda ufak bir defo olması olduğunu da iyi bilir. Bu yüzden çoğu zaman istediği şeyleri elde etmek için onun istemediği özelliğine katlanır. Elbette ki tahmin etmişsiniz, değeceğini düşündüğü zaman. Asla nazik ve tatlı diye tanımlayamazsınız onu, makul ve iyi de pek ona uymaz. Özellikle her zaman hissedilen kendini beğenmişliği bu sıfatların izlerini bile anında yok eder. Genellikle sessiz ve uyumludur, bu çatışma haline girince farklı bir boyut kazanır. Bir yılanın avına yaklaşırkenki sessizliğini andırır biraz da. İyi ya da kötü olduğunu asla düşünmez. Zira öyle bir şey ona göre yoktur. Sadece toplum çıkarına dokunan ya da uyan vardır. Ayrıca doğası gereği bir parça yırtıcıdır. Hunların savaşçı kişiliklerini taşır. Bu da zamanında onu acımasız bir kan dökücüye çevirmişse de şimdilik bu yanını saklamaktadır. Fakat bir çok vampirin aksine o hala avlanmakta, cinayeti hiç bir şekilde yakalanmadan işleyebilmektedir. Elbette bazen düzenli kanını içebileceği, ayrıca dostluk yapabileceği birini bulmakta, bu esnada sebep olduğu ölümler bitmektedir. Her zaman agresiftir, inanılmaz derecede önyargılıdır. Mutluluğu hak etmeyecek kadar korkunç bir yaratık olduğu konusunda kurbanlarıyla hemfikirdir. Çoğu zaman birisi ile bir aradayken ona deli gibi aşığı oynar. Karşıdaki buna inanırsa içten içe dalga geçer. Bir vampirin insana aşık olduğu hiç görülmüş müdür Attila Han aşkına? Bir insanın sığıra aşık olmasına benzer bu komiktir ona göre. Ve bir erkekle birlikte olduğunda onun kişiliğine göre aktif ya da pasif olmayı tercih eder. Ayrıca güçlü olanın yanındadır haklı olanın değil. Sadakatten en az tercih ettiği kişiler kadar bihaberdir. Ancak onlara işi düştüğü sürece eğer kıskanıyorlarsa asla aldatmaz.

Görünümü: Çekici bir yüzü vardır, Hun İmparatorluğu zamanının en dikkat çekici görüntülerinden birine sahiptir. Orta boylu olmasına rağmen ince ve atletik yapısı onu olduğundan uzun gösterir. Alt dudağı kalın, üst dudağı nispeten incedir, üçgenimsi bir şekli vardır bu yüzden, ama bir parça geniştir ağır yapısı, Çekik ve alımlı gözleri, kaşları gözlerine uyumlu ve düzgündür. Burnu ince, ırkının aksine kemersiz, kalkıktır. (Kemerli burunun daha hoş, karakterli göründüğünü düşünmektedir hala, en sevmediği noktası burnudur bu yüzden) ince, oval bir yüze sahiptir. Yüzünde yaşını yansıtacak tek şey, bakışlarıdır. Onun yüzüne yüzyılların getirdiği bilgelik ayrı bir hava katar. Fakat yaşıtlarının sahip olduğu kibir onda küstahlık gibi görünür. Çok gülümserken görünmez. Genelde somurtkandır. Tek bir gülümseme şekli vardır, o da alaycıdır. Uzun bacaklı olduğundan duruşu alımlıdır. Kendine güvenen, aynı zamanda sakin bir izlenim verir. Çoğu zaman aklından geçen korkunç düşünceleri masum ifadesinin altına gizler. Kulakları yuvarlaktır, kulak memesi yapışıktır. Dişleri düzgün ve inci gibidir. Beline kadar uzanan, düz, koyu kahve saçlara sahiptir. Teni ne esmer, ne beyaz, ne de sarıdır, çoğu Hun gibi buğday tene sahiptir.