Yaoi RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yaoi RPG

Shounen Ai ve Yaoi....
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Bir Okul Günü Daha

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Eyes Rutherford
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Eyes Rutherford


Erkek Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 32
İş/Hobiler : Yaratık avlamak & Ray'i memnun etmek & Yatak odasından ayrılmak için isyan etmek & Yatak odasından ayrılamamak ve yeniden Ray'i memnun etmek & Ray'in sinirlenmesini sağlamak & Ray'i sinirlendirememek ve sinirlenmek & Sonunda vazgeçip Ray'i kıskandırmaya çalışmak
Lakap : Son vampirin baş düşmanı ve yatak arkadaşı, yaratık avcısı
Nereden : Ray ile birlikte yatak odasından *k8* & Kız arkadaşıyla barlardan & canavarlarla sokaklardan & Arkadaşlarıyla partiden

Bir Okul Günü Daha Empty
MesajKonu: Bir Okul Günü Daha   Bir Okul Günü Daha EmptyPaz Ocak 22, 2012 9:53 am

Hatıralarım yerine gelmemesine rağmen yine de okula gittim. Onun bana anlattıklarıyla birkaç şeyi anlamıştım. Mesela fazla konuşmadığım gibi. Fakat bu kadarını tahmin etmemiştim. Okula girip, sınıfma yürüdüğüm ve yerime oturduğum süre içinde kimse benimle konuşmamış hatta bana bakmamıştı bile. Baya rahatsız olmuştum bu yüzden. Arkadaşım olduğunu ve onların sadece bugün gelmediklerini umdum. Sonra dersler başladı ve kimse hafıza kaybımın olduğunu anlamadan birçok dersi atlatmayı başardım. Bu iyiydi. Tenefüs aralarında ise camdan dışarı bakıyordum. Bir ara bahçede komik bir olay gördüm ve güldüm alçak sesle. Sınıftakiler ise gözlerini bana çevirip şaşkınca baktılar. Gün içinde bunun gibi bir sürü olay olmuştu.

Yine de zaman çabuk geçmiş ve son derse gelmiştik. Beden dersi için spor salonuna gidip üzerimizi değiştirip ısınma hareketleri yapmaya başladık. Hiç sesimi çıkarmadan gruba uymuştum. Koşu ve yaptığımız diğer şeyler bana pek zorlayıcı gelmemişti ama diğerleri yorulmuşa benziyordu. Sonra adını hatırlamadığım öğretmen bize yapabileceğimiz en esnek hareketi göstermemizi istedi. Tüm öğrenciler çeşitli hareketler yaptığında benimde aklıma yan taraftaki bir kızdan gördüğüm bacak açma hareketi geldi. Bende aynısını yaptım. Öğretmen herkesi incelerken bana geldiğinde yüzünden bir şaşkınlık ifadesi geçti. Neden bugün herkes her yaptığıma şaşırıyordu ki? Daha sonra herkes duşlara gitti ve ben aralarından çabuk ayrılmak için kurulanmadan giysilerimi giyip koridorlara fırladım. Hızlı hızlı yürüyordum. Kaybolacağımı tahmin etmek zor değildi yine de bana şaşkınca bakan yüzlerden kurtulmak için koşmaya da hazırdım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Raymond A. Grosvenor
Eski Profesör | Son Vampir
Eski Profesör | Son Vampir
Raymond A. Grosvenor


Erkek Mesaj Sayısı : 222
Yaş : 113
İş/Hobiler : Kan emmek, gece dolaşmak, Eyes ile oynaşmak.
Lakap : Siyah Narsist | Son Vampir
Nereden : "neca ne neceris"

Bir Okul Günü Daha Empty
MesajKonu: Geri: Bir Okul Günü Daha   Bir Okul Günü Daha EmptyCuma Şub. 03, 2012 9:55 pm

Havanın hafifçe kararmasıyla evden ayrıldım. Amaçsızca uyumuştum, güneşin kendini göstermesi ile birlikte, günün bir an önce geçmesini dileyerek. Geceler ise çok daha garip geçiyordu, o hafızasını kaybettiğinden beri. Türlü türlü şeyler anlatmamı istiyordu, benim bile bilmediğim şeyleri. Eh, zaten onun hakkında çok bir bilgim yoktu; yine de okuldaki davranışlarından dışarıdaki kişileri ne kadar da önemsediğini, insanlarla ne kadar konuştuğunu bilmiyordum. Onu kırmayacak bir şekilde insanlara ‘buzdolabı’ gibi davrandığını anlatmaya çalıştım. Kısacası şimdiki halinin tam tersiydi. Onun kişiliğinin bu şekilde değişmiş olması, hayır belki de gerçek kişiliğinin bu biçimde ortaya çıkmış olması beni bile şaşırtmıştı. Zihnini okuyamam büyük bir kayıptı bir kez daha. Gerçi şu sıralar okusaydım bir şeyler bulabileceğimden şüpheliyim ama öncesinde… Acaba ne zaman geri gelecekti hafızası. O sinsi doktor bu durumun sadece geçici olduğunu söylemişti. Tabii bir de hatırlarsa ne olacaktı? Beni şu an seviyordu, ya da en azından eskiden de yle olduğunu düşündüğü için bu şekilde davranmaya çabalanıyordu. Ama iç bilinci benden hala çekiniyordu ki, ne tür bir yaratık olduğumu biliyordu. Muhtemelen içgüdüleri ben, unutmamıştı. Hafızasını kazandığında yine bir şeyler yapmam gerekebilirdi; ille velakin birkaç gündür benim zihnimde Eyes’inki kadar boştu. Eskiden olsa şimdi çoktan gerçekleşebilecek tüm durumları görüp, plan yapmıştım, hatta daha garantilemek için başka şeyleri bile düşünmüştüm. Şimdi ise aklıma gelen tek şey en kötü duruma düşmeden önce kaçmak veya saklanmaktı; en berbat durumda ise Eyes’i öldürmekti. Tabii ki böyle bir şey yapamayacağımı biliyordum. Bunun yani sıra zaman ilerlemişti, artık kimse vampirlere inanmıyordu. Ve belki de artık kendimi kurtarmam gereken savaşlar olmayacaktı. Yine de açığa çıkarsa kökümüzü tamamen kurutabilecek kadar ilerlemişti teknoloji.

Sadece kontrol amaçlı gidiyordum oraya. Eğer hafızası geldiyse bunu bilmeliydim. Çünkü bahsettiğim kişi Eyes idi. Benden o kadar nefret etmişti ki, beni hayatından çıkarmak için her türlü yola başvurabilirdi hafızası geldiğinde. Okul kapısından içeri girdiğimde derse gitmekte olan iki hoş bayan öğretmen bana hafifçe ellerini sallayarak selam verdiler. Doğruydu ya, ben de bu okulda bir öğretmendim. Çocuklara mükemmel İngiliz aksanımla İngilizceyi öğretiyordum. Ama bu okulda ders şayisi gerçektende çok az idi, çocukların İngilizce bilme düzeyleri kadar. Japonca öğreniyordum, hızlı öğrenen biri olmam bu işi kolaylaştırıyor olsa bile çok karmaşık bir dildi. Temel kelimeleri ve basit cümleleri kavrayabiliyordum, ancak konuşmak benim için tam bir karın ağrısıydı. Yabancı dile yatkın biride olsam bu garip dili bir türlü konuşamıyordum. Neyse ki dışarıda çoğu insan beni rahat anlayabiliyordu. Tabii bir de garip konuşmalarını ben anlayabileydim. Birkaç sinifin önünden geçerek Eyes’in sınıfına ulaştım. Sınıf bomboştu. O sırada tarih öğretmeni olan Bay Hachima… Adini söylemeyi yetisini henüz kazanamamış olduğum adam girdi. Beni görünce gülümseyip ne aradığımı soru. Hemen iyi bir şeyler uydurmak zorundaydım, bir eşya mi kaybettiğimi ve burada bırakmış olabileceğimi söyledim kibar bir şekilde gülümserken. Masaya, etrafa, yerlere baktım. Neyse ki adam benim ile birlikte arama zahmeti göstermemek için işi varmış gibi davrandı. Ayrılmadan önce zamanlamamın iyi olduğunu çünkü bu sınıfın şu an beden eğitimi için bahçede olduklarını söyledi. Ben ise çoktan biliyormuş gibi davrandım. Adam çıktıktan ve koridordan döndükten sonra benim de Eyes’in yanına gitme zamanım gelmişti. Tam kapıyı açtım ki, karşımda yine onu gördüm, lanet olası tarih öğretmeni. Onun şaşkın bakışları üzerimde gezinirken daha fazla uğraşmak istemediğimi anladım. Epeyce bir süredir kullanmadığım güçlerimi bu adamdan kurtulmak için kullanıyordum. Gözlerimin kan rengi iyice belirginleştiğinde adamın kafası boşalmıştı bile. Ona uzaklaşmasını ve benimle yaptığı konuşmayı, karşılaşmamızı unutmasını emrettim. Koridorun ucuna kadar ağır adımlarla yürürken o ben çoktan en alt kata inmiştim bile.

Ben aşağıya indiğimde, beni görmemeleri için mesafemi koruyordum, ortalıkta pek az öğrenci vardı. Demek ki yukarıda epey süremi harcamıştım. Soyunma odasına ulaşmak için acil çıkışlardan birinden okul binasına geri döndüm. Tabii ki de bedenden sonra kıyafetlerini değiştireceklerdi. Gerçi okulun bu kısımlarını çok net bilmiyordum, yine de odaların bulunduğu düşündüğüm yere doğru ilerlemeye devam ettim. Biri beni bu bölgede görürse çok iyi olmazdı, bahane atabilirdim ama bugün okulda dersim yoktu, bu nedenle atiğim her bahanenin yalan olduğu kolayca anlaşılırdı. Neyse ki doğru koridoru dönüp birçok çocuk ile karşı karşıya kalmadan önce tam da bu yöne doğru yürüyen kişiyi gördüm. Onu kolundan tuttuğum gibi kendi bulunduğum koridora çektim. Gördüğüm ilk kapıyı açıp ikimizi içeri soktum. Kolumu ona iyice dolamıştım ve elimle bağırmaması için ağzını kapatıyordum, arkasında olduğum için beni göremiyordu, doğal olarak bağırmak isteyebilirdi. Kapıyı ayağımla ittim ve karanlığa boğulduk. Güneş iyice batmış olmalıydı ve bulunduğumuz oda da pervazlar hemen hemen kapalıydı. Eğilip kulağına fısıldadım “Eyes, benim, sakin ol.” Onu sardığım kolumu yavaşça açarken, odanın ışığını yakmak için düğmeye uzandım. Bana dönmüş iken iki elimle kafasını kavradım. Saçları hala ıslaktı, uçlarından sular damlıyordu. Gözlerimi hafifçe kistim. “Seni özledim” dedim en yumuşak sesimle. Bu elbette çok doğru sayılmazdı, ama yine de beni düşünmesini sağlayacak bir şeyler vermeliydim ona. Sonra yine o herkesin pek beğendiği gülümsememi oturttum yüzüme. Kafasını bıraktığımda bu sefer kıyafetlerinden tutup hafifçe kendime yaklaştırdım onu, dudaklarımı onun dudaklarına bıraktım. Tabii her şey yumuşak ve yavaş olmalıydı, en azından hatırlayana kadar korkmamalıydı benden.

Out: kötü oldu ama girmişken yazayayim dedim .-. O değilde hangi rengi kullandiğimi unuttum yine ben.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eyes Rutherford
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Tokyo Üniversitesi Öğrencisi | Hukuk Bölümü | Yaratık Avcısı
Eyes Rutherford


Erkek Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 32
İş/Hobiler : Yaratık avlamak & Ray'i memnun etmek & Yatak odasından ayrılmak için isyan etmek & Yatak odasından ayrılamamak ve yeniden Ray'i memnun etmek & Ray'in sinirlenmesini sağlamak & Ray'i sinirlendirememek ve sinirlenmek & Sonunda vazgeçip Ray'i kıskandırmaya çalışmak
Lakap : Son vampirin baş düşmanı ve yatak arkadaşı, yaratık avcısı
Nereden : Ray ile birlikte yatak odasından *k8* & Kız arkadaşıyla barlardan & canavarlarla sokaklardan & Arkadaşlarıyla partiden

Bir Okul Günü Daha Empty
MesajKonu: Geri: Bir Okul Günü Daha   Bir Okul Günü Daha EmptyPaz Şub. 05, 2012 11:24 am

Koridorda hızlıca yürürken kendi kendime düşünüyordum bir yandan. Bundan sonra bir dersim daha vardı ve sonra eve gidebilecektim. Fakat o derse girmeden eve gitmek istiyordum. Bunu yapıp yapamayacağımı tartarken kendi kafamda, birinin kolumdan tutup beni çektiğini farkettim. Böyle bir şey beklemediğim için savruldum o tarafa doğru. Beni çeken kişinin kim olduğunu anlayamadan bir de zorla odanın birine sokuldum ağzım sımsıkı kapatılmış şekilde. Kapıda kapanınca karanlıkta kalakaldım. Neler olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan da ağzımdaki eli çekmeye çalışıyordum. "Eyes, benim, sakin ol." Sesi tanımanın verdiği rahatlıkla ellerimi indirdim. Zaten o da bu sırada ışıkları yakmıştı. Gözlerim ışığa alışmaya başlayıncaya kadar ellerini yüzümde hissettim. Gözlerimi kırptım. "Seni özledim." O bana gülümseyerek bakarken ben öylece dikiliyordum. Beni kendine çektiğinde de uysalca ona doğru gittim. Beni öptüğünde de kımıldamadım. Elim onun ceketine gitti. Sımsıkı tuttum onu. Zihnimde sesler canlanmaya başlamıştı ve pek güzel ses değildi bunlar. Başımı geriye doğru eğdim boşta kalan elimi de onun koluna koyarken. Dudaklarımız ayrıldığında bir adım geri çekildim onu bırakmadan. Yüzüne baktım sesleri umursamayarak. "Ben de seni özledim." Diyecek daha çok şeyim vardı ama hiç birini demedim. Hafifçe gülümsedim bende ona ve sonra da sarıldım. Yanağımı onun ceketine bastırdım. Onun, kötü hatıralardan beni koruyabilecek tek kişi olduğunu düşünüyordum, sebeplerinin o olduğunu bilmeden...

Out: Çok kısa oldu. Unutmuşum bu karakterleri. Normal
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bir Okul Günü Daha
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Asami'nin Doğum Günü

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Yaoi RPG :: Her şey :: Tokyo Lisesi :: Spor salonu-
Buraya geçin: