Yaoi RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yaoi RPG

Shounen Ai ve Yaoi....
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Sıkıcı Günler

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Sıkıcı Günler - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sıkıcı Günler   Sıkıcı Günler - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ağus. 03, 2011 10:52 pm

Derin derin nefes alırken o sarmaya çalıştığım kollarımın arasından sıyrılıverdi. Sonra bir de o şekilde oturduğunda ne yapmak istediğini anlamıyordum. Ama ona güvenim tamdı, bir şekilde tanıştığımız andan beri hissettiğim ve hiç eksilme olmamış duygularımda. Bu nedenle kendimi ona bıraktım, hareketlerinin beni yönlendirmesine izin verdim ve tüm bedenimi onunkine teslim ettim. Beni üzerine doğru çektiğinde -genelde olduğum gibi altta değildim- ona yakınlaşmış olduğum için duygularımın içimde dalgalanan bir deniz gibi yükseldiğini hissettim. Duyduğum his kesinlikle mutluluktan başka bir şey olmazdı. Beni oturtup içime girerken alt bedenimden yukarıya doğru çıkan sızı yeniden gözlerimin dolmasına neden oldu. Ses çıkarmamak için ağzımı sıkıca kapamış olmamda bu sızının belki de bu kadar ani yükselmesine neden olmuştu. Arada dudaklarımın arasından çıkan sesi engellemeye çalışmak için elimle ağzımı kapama düşüncelerim Adrian’dan gelen öpücük ile diğer düşüncelerim gibi buhar oluvermişti. Zaten o içimde bu pozisyonda hareket ettiği sürece ellerimi pek kullanamayacağımı anladım; sonuçta her hareket edişinde ona daha da sıkı şekilde tutunuyordum. Ve kollarımı onun boynundan çekmeye niyetimde yoktu, tabii aniden çıkan o ses olmasaydı. Bu sesin nereden geldiğini ikimizde anladığımız zaman, kollarımı daha da gevşeterek ona hareket alanı bıraktım. Bir yandan da Adrian’a tutunmuyor olsaydım düşecekmiş gibi hissettiğimden onu bırakmıyordum. Adrian’in o anda yaptığı hareketi beni hiç beklemediğim anımda yakalamıştı. Ben duymazdan geleceğimizi düşünüyordum yahut eline almasına rağmen kırmızı tuşa basarak tamamen kapamasını. O ise telefonu aldı ve açıp konuşmaya başladı. O an kendimi kaybediyormuş gibi hissettim. Korkmuştum. Adrian telefonla konuşurken bile içimde hareket etmeyi kesmemişti. O ikisini birden rahatlıkla yapıyordu yapmasına; ancak ben onun gibi değildim. Kiminle konuştuğunu bilmiyordum ve anlamamı sağılabilecek tek bir söz bile söylemiyordu o. Bedenimi onunkine yasladım. Çenemi onun telefon ile konuşmadığı taraftaki omzuna koydum. Bu şekildeyken kollarımı daha serbest bırakabiliyordum. Bir kolum hala onun boynunda dolanmış bir biçimde duruyordu ve elimle de ağzımı kapatıyordum. Diğer kolum ise daha serbest sayılırdı. Artık ses çıkmaması için tamamen her şeyi bırakmıştım. Nefesimi bile tutuyor, sadece çok gerektiği zamanlar elimi ağzımdan çekmeden olabildiğince sessizce derin soluyordum. Sonunda Adrian telefonu kapattığında elimi çekip nefeslerimi kontrol edemezcesine hızlı ve sesli alıp vermeye başladım. Bedenlerimiz pozisyonu değiştirirken vücut isimin yükselişiyle bedenimin geri kalanı gibi sıcak olan sırtım, yerin soğukluğuyla buluştu. O anda fark ettim ki Adrian’i işten arıyorlardı ve önemli bir şeyler olmuş olabilirdi. Her şekilde o bir doktordu ve her zaman orada ona ihtiyaç vardı; sorun olmayan durumlarda bile. Onun zamanını çalıyordum ben de. Zamanı olmamasına rağmen benimle sabah kahvaltısında kalmasını istemiştim. Çünkü onunla her zaman birlikte olmak isteyen bir bencildim. O ise sadece benim bu ricamı kıramamıştı. Beni öperken yine tüm kötü düşüncelerim uzaklaştı. Adımı fısıldadığında ise vücudum doruk noktasına gelmişti. Sesimi daha fazla saklayamazdım da zaten. “Aaah… Adrian!” Diye bağırdım. Zaten burada sesimi onun dışında kimsenin duyamayacağı düşüncesinin verdiği rahatlıkla. Ve hızlı bir biçimde aldığım o derin nefesi yavaş bir biçimde verdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Thomas
Doktor
Doktor
Adrian Thomas


Erkek Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 39
İş/Hobiler : Kahve olsun yeter.
Lakap : Dok. Bir kahve alır mısın?
Nereden : Hastaneden

Sıkıcı Günler - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sıkıcı Günler   Sıkıcı Günler - Sayfa 2 EmptyÇarş. Ağus. 03, 2011 11:21 pm

Ben konuşurken sesini çıkarmamaya çalışması gerekmezdi. Asistanım duysa bile önemsizdi. Çünkü benim de normal biri olduğumu ve cinsel ihtiyaçlarım olabileceğini biliyordu. Hah! Kimi kandırıyorum? Kadın düne kadar beni robot zannediyordu. Çok çalışmamdan kaynaklanan bir düşünce. Akita kendini sıkmıştı ben telefonu kapatıncaya kadar. Tabi sonra kulağımın dibinde bağırması da var. Sanırım işitme kaybım oldu. Geri çekildim biraz ve onun kızarmış yüzüne baktım. Bitmiş gibi görünüyordu. Ama ben daha bitirmemiştim. Kahve içmezsem olacağı buydu sonuçta. Eğildim üzerine ve dudaklarından bir öpücük çaldım. "İyi misin Akita?" Yanağını okşadım bir elimle. Hadi ama kimi kandırıyordum ki ben? Daha fazla beklemenin bir anlamı yoktu. Elimi belinin altından götürdüm ve kendime çektim. Ayağa kaldırır gibi yaptım. Tahminen durabilecek enerjisi yoktu. Ama şöyle iri göğ... Neyse. Elimdekilerle yetineyim bari... Onun kalçasından tutup biraz havaya kaldırıp duvara yasladım. Dudaklarından öptüm.

Kulağına eğilip "Üzgünüm ama ben daha bitirmedim." dedim. Yalandı halbuki. Üzgün filan değildim. Daha dayanıklı olsaydı. Benim suçum değildi. Her neyse. Sonra böyle yapamayacağımı anlayınca gözüme yandaki masa ilişti. Kendime yapıştırdım Akita'yı ve masaya yanaştım. Kolumun bir hareketi ile üzerindekileri yere attım ve Akita'yı oraya yatırdım. Üzerine eğilip tekrar öptüm onu ve ani bir hareketle içine girdim. Saçlarını okşadım bir yandan da. Boşta kalan elimle de karnının üzerinden çıkıp göğsünü buldu. "Uzun bir gün olacak." diye mırıldandım dudaklarından öperken. Kahve içmek için geç kalmıştım ve enerjimi bir şekilde atmalıydım değil mi?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Sıkıcı Günler - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sıkıcı Günler   Sıkıcı Günler - Sayfa 2 EmptyPtsi Ağus. 08, 2011 2:37 am

Ne düşünebilirdim ki bu haldeyken. En azından işine daha geç kalmayacak, diye geçirmiştim içimden; Adrian’in düşüncelerini bilmediğim için. En azından daha fazla araması olmayacak. Bir kez daha kondururken öpücüğü bana, iyi olup olmadığım sorusunun cevabini verebilmek için nefesimin düzelmesini bekliyordum. Bir anda yanağımı okşamaktan, belime koyup beni sertçe çekmeye dönmesi beni şaşırtmıştı. Beni kaldırdı ama bunu bende, üzerimdeki yorgunluk ve acı geçer geçmez yapabilirdim elbet. Beni kendisi ve duvar arasına sıkıştırınca, ne yapmak istediğini anlamıştım. Bir şekilde anlamazlıktan geldim ve ‘Ne yapıyorsun sen?’ demek için ağzımı açtım. O ise dudaklarıma hamle yaparak beni konuşmaktan alıkoydu. Aslında bir şekilde bu hoşuma gidiyordu. Onun üzerime gitmesi ve benim ilk hamleleri yapmamak zorunda oluşum. Bu nedenle öpücüğünü geri çevirmedim. “Üzgünüm ama ben daha bitirmedim.” Söylemesine gerek yoktu. Bu zaten az çok belli olan bir şeydi. Elimi onun saçlarına götürmeye hazırlanırken, suçun bende olduğunu düşündüm. Sonuçta, şu an yaptığımız şey, seks, tek taraflı bir tatmin olmamalıydı. Ben ne kadar kötü bir sevgili olduğumu düşünürken, onun aklinin yine başka şeylerde olduğu ortadaydı. Duvarda rahat edememiş olacak ki -sonuçta sürekli beni taşımak zorundaydı orada tutmayı düşünüyorsa- beni tutarak masaya yatırdı. Tamam, şu anda ağrıyan bedenim belki dans etmeme el vermezdi ama gerçektende yürüyebilirdim. Adrian’in bazen beni bu şekilde fazla düşünmesi beni sinir ediyordu. Sonuçta, tutunacak durumda bile olsam, bir iki adim atamayacak değildim ya. O beni böyle oradan buraya taşıdıkça kendimi oyuncak bir bebekmiş gibi hissetmekten geri alamıyordum. Beni bir kez daha öpücüğüyle boğdu, anlaşılan gerçektende konuşturmak istemiyordu. O halde bu dileğine uyup fazla bir şey söylemek gelmedi içimden. Sıcacık öpücüğün dudaklarımdan alırken, bir anda tüm vücudum titredi yeniden içime girmesiyle. Sadece tek bir ses çıkardım ve bu kesinlikle bir bağırış değildi. “Ah…” Kafamı yana çevirdim, canimi elbette yakmıştı ama bu beni ağlatmamıştı bile. Kendimi ilginç bir biçimde onun sevgisi ile sarılmış hissettim. Sanki bu seferki birlikte oluşumuzda, diğerlerinkinde bulunmayan bir şeyler vardı. Hepsi eksikti ama bu bir biçimde tam olmuştu. Tabii hala vücudum, tırnaklarıma kadar sızlıyordu, hatta içim bile sızlıyordu. Sabah midemin bulanmış olduğunu anımsadım. Artık daha fazla düşünmek istemiyordum onun elleri bedenimdeki gezinmesini bitirirken –ya da en azından durmuşken-. “Uzun bir gün olacak.” Dediğinde henüz durup işe gitmeye niyeti olmadığını belirtmişti, benim ilk düşüncelerime ters gelen bir biçimde. İşte o zaman onun düşüncelerinin ne kadar bağımsız olduğunu anladım. Bir süredir onunla yaşıyor olsam da, ne düşündüğünü bir türlü anlayamıyordum bazılarına yaptığım gibi. Sanki o her gün değişik bir insan oluyordu. Ama her seferinde ona yeniden ve yeniden aşık olabilecek kadar deli biriydim ben. Şayisini bilemediğim kez beni öperken dudaklarımdan, bedenimin yeniden ona istek duyduğunu fark ettim, yeniden sertleştiğimi. Umarım uzun bir gün olurdu söylediği gibi. Sanırım bazen gerçektende manyağın teki olabiliyorum, diye düşündüm ve gülümsedim. Ona uzandım ama ona sarılıp onu sıkmadan bir elimi sırtına gezdiriyor, diğer elimi ise saçlarının arasında dolaştırıyordum. Çok sevdiğim siyah saçları parmaklarımın arasından akarken, onun o güzel ismini düşündüm “Adrian…”

out:orucum bozulursa yaoiden olcak xD neepim bi türlü yetişmedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Thomas
Doktor
Doktor
Adrian Thomas


Erkek Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 39
İş/Hobiler : Kahve olsun yeter.
Lakap : Dok. Bir kahve alır mısın?
Nereden : Hastaneden

Sıkıcı Günler - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sıkıcı Günler   Sıkıcı Günler - Sayfa 2 EmptyC.tesi Ekim 08, 2011 6:12 pm

Onunla yeniden bir bütün olduğumuzda vücudunu benimkine uydurduğunu farkettim. Anlaşılan birileri benim ara sıra ortaya çıkan doymak bilmez arzularımı tatmin etmeye çalışıyordu. Benim isteklerim bitmeden yere yıkılacağı kesindi tabiki. Bu yüzden sesimi çıkarmadım. Eli saçlarımın arasında gezinirken gidebildiğim kadar içine kaydım. Nefesim saçlarını dalgalandırıyordu. Sarı saçları severim elbette. Bu çocuk bilmediği şeylere yaklaşmaması gerektiğini öğrenmeliydi. İçimde bana göre, saklı duran bir canavar vardı ve Akita onun vahşi sınırlarının yakınlarında geziniyordu. Başkalarının yırtıcı bir hayvana benzetip korkutucu bulduğu bir gülümseme yayıldı yüzüme. Boynunu hafif hafif ısırırken bunu görmediği için rahattım. İyice hareketlendim ve benim vücudumun altında onun kalp atışlarını farkettim. Kalp atışı, nefes alıp verişi hepsi bana bünyesinin yorulmaya başladığını gösteriyordu. Anlaşılan buraya kadarmış. Yavaşlayarak bitirdim ve içinden çıktım. Önce yanağına sonra da dudağına bir öpücük kondurdum. Üzerimi topladım hemen ve onun toplamasına izin vermeden kucağıma alıp odama çıkardım. Yatağın üzerine bıraktım. Aklımda değişik şeyler belirmeye başlamıştı. Fakat benim doğamda sadist biri yatıyordu. Akita mazoşist olmayabilirdi değil mi? Başımı hafifçe yana eğdim. Gülümsedim hafifçe. "Umarım iyisindir." Bunu söylerken enerji saçtığımın farkındaydım. Sonuçta ufak bir kısmını harcamıştım daha. Sağ kolumdaki kasılmaları hissettiğimde kahvenin artık benim için acil olduğunu anladım. Gülümsedim yeniden. "Sanırım kahve alacağım. İstemeyeceğini biliyorum. Fakat başka bir şey ister misin?" Alçak sesle, gayet sakin konuşmuştum. Eğer kurtadamlara filan inansaydım kesinlikle şuan birine dönüşmekte olduğumu düşünürdüm. Vücudumdaki kasılmalar artıyordu. Bense buna rağmen gayet sakin durmuş Akita'ya bakıyordum. Ona yaklaşıp saçlarını okşadım usulca. Hareketlerimi değiştirmiş olan bu sakinlik tamamen geçici ve yanıltıcı bir durumdu. Derin bir nefes alıp yüzüme anlayışlı bir gülümsemenin yayılmasına izin verdim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Sıkıcı Günler - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sıkıcı Günler   Sıkıcı Günler - Sayfa 2 EmptyCuma Şub. 03, 2012 10:34 pm

Kimseyle böylesine bir bağım olmamıştı tabii daha önce. Ama bu beni korkutmaktan çok mutlu kılıyordu. Her ne kadar öncedense yapmış olsak bile, her birlikte oluşumuz bir ilkti benim için. Bu durum bitsin istemiyordum, özelikle de ilk defa onun vücudunla kendimi bu denli rahat hissedebilirken. Nefes alışverişim hızlanırken kendime ben bile şaşmıştım. Daha yeni uyanmamış mıydım? Neydi şimdi bu bir anda kendimi son derece sersemlemiş hissediyordum? Üst üste uyumadığım günler bile olurdu eskiden ki beni şu an tek yoran Adrian değildi. O yavaşça bitirirken ‘şimdi olmaz, olmamalı’ diye geçirdim içimden üzüntüyle. Onun beni öpücüklere boğması bile üzüntümü geçirmiyordu. Yetmezmiş gibi beni yine kucaklayıp yatak odamıza götürdü. Beni yatağın üzerine bırakıp üzerime eğilirken devam edeceğimizi düşündüm. “Umarım iyisindir.” Dedi nazik gülümsemesiyle. Benim şu anki halimin tam tersi olarak onun kendini daha da dinç hissettiğini fark ettim. Belki sadece daha alışkandı bana nazaran. Sonuçta onun benden önce birçok kez deneyimi olmuş olmalıydı. Yanaklarim kızardı başımı sallarken ve onu aşırı derecede kıskandığımı anladım. Kendime gelmek için ellerimi yanaklarıma koyup kafamı eğmiştim. Bu hareketi tamamen istem dışı yapmıştım ve aslında daha çok beni görmemesi içindi, sanki bu pozisyondayken göremezmiş gibi. “Sanırım kahve alacağım. İstemeyeceğini biliyorum. Fakat başka bir şey ister misin?” az önce aşağıda yapmış olduğumuz konuşmayı ve sütü geçirdim aklımdan. Kesinle biraz daha istiyordum; ama istediğim süt değildi. Kafamı kaldırdığımda ise onun sakinliğini gördüm. Onun aksine vücudumdaki her yer titriyor gibiydi benim, Adrian’in sıcak elleri benim saçlarımda gezerken. Apaçık ortadaydı, aç gözlülükte biraz daha istiyordum onu. Daha iyi hissettirmek istiyordu onu, birlikte olurken pek konuşan tiplerden değildi Adrian. Ama umuyordum, bedenlerimiz bir bütün olduğunda benim kadar iyi hissediyor olduğunu umuyordum. Aşağı inip, kahvesini içtikten sonra işine gitmesini istemiyordum. Daha fazla uzaklaşmadan ona doğru atılarak kollarımı boynuma doladım. Kendimi ona çekerek dudaklarını öptüm arka arkaya, hızlı ve küçük öpücükler kondurarak. “Adrian, henüz gitme.” Bir kez daha öptüm onu. “Burada kal.” Bir elimle onun bedenine dokunurken hayatımda hiç olmadığı kadar utandım. “Benimle ol.” Yüzüm kipkirmiziyken bir yandan sürekli gülümsüyordum; bu utancı Adrian’in önünde yaşadığım için mutluydum. Bedenimi onunkine yaklaştirirken ne yapmak istediğimin bilincindeydim. Bilmediğim şey ise onun nasıl tepki vereceğiydi. Elimi onun vücudunda aşağı doğru kaydırdım. “Lütfen zamanını çalmama izin ver” dedim kısık sesle dudaklarına daha uzun bir öpücük kondurmadan önce.

out: yaa niye bu kadar kisa olduu ._.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrian Thomas
Doktor
Doktor
Adrian Thomas


Erkek Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 39
İş/Hobiler : Kahve olsun yeter.
Lakap : Dok. Bir kahve alır mısın?
Nereden : Hastaneden

Sıkıcı Günler - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sıkıcı Günler   Sıkıcı Günler - Sayfa 2 EmptyPaz Şub. 05, 2012 11:18 am

Odanın içinde durmuş ona bakarken, o kalkıp yanıma geldi ve kollarını boynuma doladı. Gayet rahat bir tavırla ellerimi onun beline koydum. O ise beni öpüyordu. Şaşırdığımı itiraf edebilirim çünkü yorgunluktan yığılacağını ya da duygulanıp ağlayacağını filan düşünüyordum. "Adrian, henüz gitme." Sözlerinin arasında hala beni öpüyordu. Demekki karşısındakini isteklendirme konusunda bir şeyler öğrenmişti. "Burada kal." Elini karnıma koyduğunda kaşlarımı kaldırdım. Üzerimde sadece pantolon vardı ve bu yüzden onun elinin sıcaklığını hemen hissedebilmiştim. "Benimle ol." Ona böyle bakmayı sürdürmesem daha iyi olacaktı. Akita sürekli gülümserken "Lütfen zamanını çalmama izin ver." Sonra yine beni öptüğünde elinin vücudumda gezinmesine izin vererek eğildim ona doğru. Dudaklarımı onunkilerden ayırdım. "Emin misin Akita?" Aslında sormak istediğim soru 'dayanabilecek misin?' olacaktı. Eğer şimdi yeniden başlarsam -ki saat daha henüz 9.55 idi- akşama kadar durmayabilirdim ve bu onun için fazla gelebilirdi. Yapabileceğini düşünmüyordum. Elimi onun sırtından aşağıya indirip kalçasının üzerinde gezdirdim. "Evet? Bedensel olarak iyi olduğuna emin misin? Sabah miden bulanıyordu ve bir tanesine daha dayanamayabilirsin." Elbette çocuk önemliydi. Hamile olma ihtimali bu kadar yüksek olmasa ona ikinci kez sormazdım bile. Onu kendime doğru çektim ve gözlerinin içine baktım. Gülümsedim sanki benim için çok önemi varmış gibi. Belki de çok olmasa da birazcık, azıcık, bir miktar önemi vardı. Gülümsemem genişledi. Anlaşılan bu çocuğun benim için 'birazcık'tan daha fazla önemi vardı. Bu üzerine düşünülmesi gereken bir konuydu benim için...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Akita Nakamura
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Tokyo News | Yazar & Muhabir
Akita Nakamura


Erkek Mesaj Sayısı : 143
Yaş : 32
İş/Hobiler : öyle böyle
Lakap : Aki
Nereden : Her zaman ki gibi buradan.

Sıkıcı Günler - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: Sıkıcı Günler   Sıkıcı Günler - Sayfa 2 EmptyPerş. Mayıs 31, 2012 8:54 pm

“Emin misin Akita?” Bu soruyu sorarken aynı zamanda üzerime eğildi, ellerini vücudumda gezdirdi. Sanırım cevap gerekmiyordu. Bunu ikimizde biliyorduk. Dur desem bile, kendimizi engelleyebilir miydik bu konuda? .“Evet? Bedensel olarak iyi olduğuna emin misin? Sabah miden bulanıyordu ve bir tanesine daha dayanamayabilirsin.” O bana soruları sorarken ben dudaklarını meşgul etmek için yapışıp duruyordum cümle aralarında. Sabahı hatırlayınca Kafamı uzaklaştırıp, öpücüklerime ara verdim. Şu anki havam biraz bozuldu elbet, sabahki o berbat halimi düşünmem. Kendime sormaya sorduğum soru, hani o bebekle ilgili olan, neden büyük bir endişe kaynağıydı ki benim için? Seçimlerimin sonuçları benim sorumluluklarımdı elbet. Ama insan yine de kaçmak isterdi bazen, seçimlerinden uzaklaşmak. Tabii bu sefer benim öyle bir hakkim yoktu, olamayacaktı. Bunun farkında olmak beni korkutuyordu. Yeniden Adrian’a baktığımda gülümsediğini gördüm. Onun gülümseyişi aklımdaki karanlık soruları ve sabahki olayı unutmak için yeterliydi. Belki de daha fazla düşünmemek için, endişe etmemek için istiyordum şimdi. Gerçekten de bir cevap beklemesine biraz şaşırmış bir biçimde baktım önce. Kafamı sallayarak onayladıktan sonra elinden tuttum ve yatağa çektim onu. Onun dudaklarının yumuşaklığı ve ıslaklığının ne kadar hoşuma gittiğini düşündüm ona küçük bir buse verirken. “Fazla konuşmamıza gerek yok Adrian.” Dedikten sonra kendimi yatağın üzerine bıraktım. Ona gülümseyerek baktım. Şu an için tek ihtiyacım olan oydu, tüm yalnızlığımı doldurabilecek kişi. Beni tüm kötü düşlerden çekip alabilecek ve vücudumu daha önce kimsenin hissettirmediği kadar iyi hissettirebilecek kişi. Daha fazlasına ihtiyacım yok, diye geçirdim içimden. Birazdan beni ısıtacak adam, Adrian yanımdaydı.

out: wuuu rp yapmayi unutmuşum ben yaaa Q.Q açiliriz bir iki rpye inş.
out2: sadads Akita'nin içine ne kaçmiş böyle?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sıkıcı Günler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Yaoi RPG :: Her şey :: Tokyo :: Evler :: Doktor Thomas'ın Sarayı-
Buraya geçin: